Hancı keyfin varmı dert dinlemeye
çözülüyor bende dil yavaş yavaş
talihin zulmüyle döndüm semeye
bağrıma saplanır mil yavaş yavaş
önce gurbet sonra maraz dadandı
bahaneler vahşi sebeb sudandı
bahçemde çiçekler kökden budandı
feryadımda soldu gül yavaş yavaş
bir öksürsem ciğer gırtlak sökülür
kafamı ellesem saçım dökülür
sırası gelince bir bir bükülür
dizimin peşinden bel yavaş yavaş
onun için geçtim yürekten serden
murad hakkım yokmuş o nazlı yarden
derken hafakanlar bastırdı birden
neler çektiğimi bil yavaş yavaş
çay varsa bir zahmet getir içeyim
ömrümün demini çabuk geçeyim
vuslata ermeden nere göçeyim
zindan oldu bana il yavaş yavaş
şaşırdıkca hücum etti dalalet
harabata gövdem oldu delalet
başını ağırttım hakkın’ helal et
sen de merhamete gel yavaş yavaş
Hancı bende yalan yok inan bana
yükseği özlerken çarptım tabana
tahammül eyledim bunca çıbana
gözümden akıyor sel yavaş yavaş
uykum geldi söyle nerde yatayım
uzanıp aklımdan derdi atayım
serin bir odada düşe batayım
olmadan yüreğim kül yavaş yavaş
Şubat 2021, Almanya.
Kayıt Tarihi : 16.7.2021 20:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Malumdur ki, merhum üstad Bekir Sıtkı Erdoğan'ın HANCI'sı defalarca ve değişik makamlarda bestelenmişdir. Bir şiir defalarca bestelenir de, tekrar yazılmaz mı? Ama ne kadar yazılırsa yazılsın HANCI'nın, bırakın şiiri, destan olarak mimarı Bekir Sıtkı ERDOĞAN (1926 - 2014) hocamızdır, mekânı cennet olsun. Bizim yazdığımız ancak nazire olur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!