Yeşilin en körpesi, körpenin uemyeşili
Nisan mayıs ayında eşinir Hamzakoy’da.
Aşktan yana gönüller boydan boya deşili
Ruhlarda pembeleşen ümitler hep bir boyda.
Temmuzu, ağustosu bir debdebe çağıdır
Felekten kâm aldırır güneşi gölgesiyle
Asırlardan ses verir, sanki irem bağıdır
Renk verir anılara, anılar gelir dile.
Denizi dalgalanır, dalgaları salınır
Bu işveye karalar çatlardı hasedinden
Gökler bile bu eşsiz manzaraya alınır
Gören bedbin de olsa, eser kalmaz derdinden.
Ahenk katar müziği renklerin cümbüşüne
Çiseleyen ışıklar ayrı dilden söyleşir
Yatakta bile girer insanların düşüne
HAMZAKOY efsanesi her alemde birleşir.
Bir masal alemidir Hamzakoy’da geceler
Tabiat kucağında andırır bir mahşeri.
Bu tatlı masalları dudaklar hep heceler
Güz geldi mi hiçbiri gelmiyor artık geri.
Savrularak yapraklar bir ileri, bir geri
Hiçbirinin hayatla kalmamış gibi bağı
Sanki Hasan Sabbah’ın müntehir neferleri
Atlıyorlar peşpeşe yükseklerden aşağı.
Ve gün gelir Hamzakoy yavaş yavaş boşalır
Yeller eser yerinde yazdaki saltanatın.
Sarı solgun yapraklar rüzgarlarla yarışır
Üzgün ve mahzun gönlüm yapraklara karışır.
Kayıt Tarihi : 4.12.2017 16:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!