Yürür ırkım altaya,
Nara salar uçmağa,
And içmişler ölmeğe,
Varsın güneş doğmasın!
Ağlar anam ardıma,
Kanla alınan toprak,
Para ile satılmaz.
Geri gitse de ayak,
Doğru yoldan dönülmez.
Evet, yatağın sıcak;
Keder ile gam ile
Gönlümde bir aşk ile
İşler olmaz söz ile
Hak yoluna divane
Gitsen bitmez sonu yok
Bozkurttur dağları gezer
Sorun pire acep ne der ?
Pirim dedi: inse gök, yıkılsa yer
Türk yılmaz, yenilmez, cenk eder.
Hakan dedi: öteden bir yol gider
Kimdir giden Altay'dan, arkasında kağnılar?
Ötüken'den dört nala, hilal bıyıklı atlılar.
Neyin seferidir bu, gözü yaşlı analar?
Kurt başlı sancaktan, şimdi korksun yağılar.
Sancağı kurt başlı, gözü kara ordular.
Kanatsız, kefensiz sanki cennet kuşusun.
Düştüğün bu topraklara şerefsin, onursun.
Elinde olsa yüz bin defa ölürsün,
Atatürkten şanlı, mezarsız şehit!
Fani değilsin; ebedisin, vatansın.
Belimiz eğikti yüreğimiz dimdik
Çalıştık kazandık boyun eğmedik
Biz hiç elit ya da nezih olmadık
Para dediğiniz o kağıtları yaktık
Yediği ekmek kursakta kaldı
Var mı yüreğinde korku yahut gam olan ?
Var mı il tasasından çok can tasası olan ?
Var mı kılıcı kınında uçmağa varan ?
Yoktur Türk'te it yahut çakal.
Var mı buyruğa baş kaldıran ?
Ram ol bana ar etsin yârsızlar,
Öyle seveyim, gam etsin aşıklar,
Tut ellerimi hayat bulsun cansızlar,
Dön bana taraf, olsun bütün olmazlar.
Nice börüler geçti, bu toprak altında yatar.
Şu çin yağısı, savaştan ne hızlı kaçar.
Yağmur, Türk'e bereket diye yağar.
Bir kan ki, akınca melekler bile ağlar!
Bir Kür'şad ölünce, hemen yenisi doğar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!