HASRET GELİR GÜL YÜZÜN DE SOLARSA
GÖZLERİNDEN YAŞLAR BİR BİR AKARSA
PENCERENE DERTLİ BİR KUŞ KONARSA
TUT ELLERİMDEN BAĞRINA BAS BENİ
Ne için güldüğümü ne için yürüdüğümü
Bilmiyorum.
Kıyısındayım boz bulanık suların
Akşam çökmüş üstüme yalnızım
Ne için süzüldüğümü bilmiyorum.
Sarışın gökyüzü pencereme notlar bırakır
Geceler kendine komaz insanı
Görüntüler geçer ırmaklarından, bulanık
Şaheser gibidir gürültüler
Karnımdaki değirmen
Çimenlere ekip sırtımı
Senden başkasına yoktur sabrım: İstanbul
Caddelerinden aşklar akmıştır ve akar, bilirim!
Kuşlar geçer mabetlerin, mabet gibi üzerinden
Kıyıları döver durur o boğazın suları
Bilirim, en çok sen yazgılanırsın eskilere
Şarkılar söyleyerek
La la la
Anladım diyorsun
ama anlamıyorsun
la la la
Yağma yok kazan da ye
Adı konulmamış ne varsa
dökülüverdi masaya
Kağıtlar, Ağıtlar
Mesela dört katlı bir şiir ile
leylak kokusu peş peşe indiler
Dalgın bir ceylan görüntüsü ilişti gözüme
Kenarları kesik kağıtlar durur içimde
Ayaktır yol yürür Süreyya
AP ağır bir güneş göğsümde
Ak ve kara savaşır benimle
Çocuklar içimde büyür Süreyya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!