Hamza Aksaçlı Şiirleri - Şair Hamza Aksaçlı

0

TAKİPÇİ

Hamza Aksaçlı

Buram buram tutuşur varlığın
Gece 12'yi çalarken denizler dibinde
Gemiler demirlenmiş yutkunamadığın boğazında

Yüzünü bir sabah namazı vakti serinliğine tut şimdi
Şehir insafa gelir belki

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Köşebaşlarında tükeniyor gençliğimiz
Fiyakalı arabalarda taşınmazya garibanın sevdası
Ne vakit bir feryat kopsa İsmail’i arıyor annesi
Çöl aşılmaz, levhalar soğuk, dikenli teller çepeçevre, kıvranıyorum
Yangın yerlerinden kaçıyorum yanmak ister gibi dingin
Ellerini ver ellerim bulanmışken şiirlere hazır

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Ekinlerin arasından geliyorum, ellerim yorgun ama bir o kadar hür,
evinden kovulmuş ürkek çocuklar gibi
Tanklar gürüldeyen bakışlarında ateşli boğalar gibi
Kaşları düşer ekmeklerine dokunsanız, eteklerinden bırakır şimşekleri

Duraksıyorum kapıları omuzluyorum, mürekkep yüzlü biri de omuzluyor sanki,

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Camlarım sırlanıyor ayna oluyorlar, cila kabul etmez
Sırlanan camlarım seni temsil ediyor, kuvvetli, cila kabul etmez
Ben Çindeki o kör adamım Zinnûre, sense Endülüste açan çiçeksin
Görülebilmen olmasaydı hani
pes ediverirdim hiç başlamadan bu sabır isteyen telaşeye
Bir idrak biçimi olduğundan görmek, daha aydınlık taraftan yansır ötekine

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Kapılarından girdiler arka odaların, bayramlarıymış
Pencerelerinden tırmandılar, anlıyorum, iklimleriymiş
Birdenbire uzaklaştım kendimden, kornalar arkamdan kıyamet gibi yağdı,
oysa yolda değildim
Bir kurtulsam dedim ah rüyamdaki mürekkep bulaşmış rengi parmaklarından

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Bu koca yurdu esirgeyen, seni de beni de en iyi bilendirya Zinnûre, hangi günahından ötürü söyle, otobanlardan toplanır tâhir cesetleri
Şair “bir ömür yetmez” deyince gecenin karasına çakılıyor gemilerim,
kehanetler yokluğuna çıkıyor, inanmıyorum
Bir teheccüt vakti soğumuş bulursan beni, yelkenlerine sarıp alelacele kavuştur ötelere
Ben sende tükeniversem gayri, hangi dünyanın şehidi olurum bilmem...
Hiç ses yapan bir şey yokken yine de sükûnet aradın mı sen?

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Kanal yolu aç can damarlarıma ve şifalı suyu kurtar kanımdan
Rüzgartoplayan tepesinden bak insanların içine, uçurum da senin içine bakar durur
Bilirsinya umarsız gülemem, filistinli çocuklar hiç ağlamamış gibi dünyada
Hatta renksiz ağlarım, renkli balonları kurşun darbeleriyle patlarken o çocukların
Ellerimi bıraktım bulutlar üstünde bisiklet binerken ben,
işte bu yüzden hiç büyümüyorum

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Atlarım çarpıtılıyor çarpık, bir heyeti bekliyorum
Bir heyeti bekliyorum, talepkar olarak kalbimi yarıp bakmamaya, âh
Oysa misallerle gösterir kendini yüce hakikati fikrimin
Oysa suretâ söylense de bir sevgi hakikatine dönerya sonra belki
Hüküm aşk oldukça, aşıklıktan ayrı olsun hiç mümkün mü sahibi?

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Belki gölge mertebesidir bu belki hâdis belki mümkün
Geçmiş aşıkların hikayelerini anlatırdı yüzün
Belki çilenin kendisiydi, hasretin kendisiydi yaşamak
Ama o ki kurtulmuşuz mahza çirkinlik olan yokluk dehlizinden
Hakiki varlıktan nasiptar olmuşuz
Bak sen de olmuşsun, iyi ki olmuşsun

Devamını Oku
Hamza Aksaçlı

Morfinlerim uyutmaya yetmiyor
göz çukurlarımda otururken ateşten işçileri kötülüğün
Tahta evlerimde ateş yakıyor evsizler, umursamıyorum,
nasıl olsa sabahı görmeye niyetim yok
Köylerimden vergileri gönül yıkarak topluyorum sonra denize atıyorum
nasıl olsa sabahı görmeye niyetim yok

Devamını Oku