Kaseti geri saralım şimdi; plağı tak bu arada..
Öylesine soğuk, böylesine özlüyorum hala seni. Gidişine rağmen, bitişimize rağmen zerre eksilmedi bendeki yerin. Kalbim kalbini saklıyor hala bütün hücrelerinde. Gerçi parçalanmış bir kalp ne kadar saklayabilir hücrelerinde bilmiyorum. Ben hala aynı benim. Hala sana uyanan bir ben, hala sana uyuyan bir ben var karşımda aynaya baktığımda. Elbette biraz değişime uğradı alışkanlıklarım. Mesela sarılma alışkanlığımı kaybettim. Daha doğrusu senin dışındaki kimseyi sarma gereği duymadım. Kasım geldi umursamadım. Eylül geçti oturdum sarhoşlaştım; sarsaydın olmazdım...
sen öyle güzelsin ki
ve varlığın öyle bir huzur kaynağı ki anlatılmaz
yazılmaz
-yüzüne su değse yüzün kirlenir-
sen ki
vallahi çok şiir'sin...
nasıl bir hayat yaşadığım seni hiç ilgilendirmez.
bu tamamen ruhumla yazgımın olağan üstü hal durumu.
ve John Lennon dinlersen günün birinde
ilk işin, kaybetmekten korkmayan adamlardan korkmayı öğrenmek olsun.
onlar gitmeden birkaç dakika önce
cümlelere ve bağlacıyla başlarlar.
annem neresinden dikmeye çalışsa yaralı bedenimi
tutmuyor dikişler göz kepenklerimi
bıraktığın yerde
bıraktığın gibi
ve asla geçmiyorum
tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibi:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!