bana gel
her evde ben oturur
her zaman evde olurum
önce telefon gerekmez
rüzgarın telaşından haberim olur
adının yeşil olması içindeki küfünden
her sokağı çıkmaz sokak, her durağı son durak
kabuslardan inilen bir tatil kasabası
denizleri çekilmiş, kumları hâlâ ıslak
babasız evin külfeti çürük omuzlarında
yine güze, kahrolası yine güz
yapraklar yapraktan çok
sallanan ellere benziyor
merhabasız elvedasız sallanan ellere
yaz gibi uzadıkça bacakları düşlerin
kuşlar bile sökün etti
viran ikliminize
bağışlayın gelemedim
tel boyu
sınır taşı
koca deniz...
nicedir dokunuşlar çakmaktaşı bu iklimde
gülüşler günahtan gerdanlık
sevişmeler göz yordamı
çıplak kal
bir çift güvercin olsun memelerin
gagasında göç külfeti, aşk kırıntısı
kızım benim
en güzel şiirim
kırık kapımdan içeri
dağçiçeği sağanağı
hoş geldin
sen bana daha az acır
beni daha çok severdin eskiden
yıldız düşerdi
öpüştüğümüz taraçaya
yavru ağzı bir sızı
bırakırdı dişlerin
karpuz hep aynı çatlar
tütün hep aynı çürür
ovanın büyüklüğü değişmez
güneş o güneş
nehir o eskisi
elin babası ölsün ölmesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!