Tarafsız bir gözle bakın şu tarihe.
Zaferleri anlatırız öve öve...
Ama sıra gelince bir yenilgiye
Birden mazeretler sokarız devreye!
Çinliler kaçmış cephenin gerisine!
Maalesef kanmışız biz bu hileye(!)
Bizimkiler düşmüş onların peşine.
“Sahtekarlar” birden dönmüşler geriye(!)
Geri dönmeleri pek sorun değildi.
Sorun: Dönüşte fazla güvendikleri
Ellerinde bulunan o aletlerdi...
Biz ise uydurduk bu mazeretleri...
Evet baş edebilmek için Türkler’le
İcat etmişler uzun yol araçları
Kağıt, barut, seri atan oklar ile...
Ezcümle gelişmiş teknik imkanları.
Avrupa da baş etmek için Türkler’le
Geçti basit aletlerden makineye.
Bizler seyrettik, bakmadık merak ile…
Mazeretler saydık, düşünce geriye...
Hep konuştuk iç dış düşman, oyunları…
Zaten olmadıkları bir dönem hiç yok!
Takip akıl işidir, geçin bunları!
Bizim bu mazeretlere karnımız tok!
Allah için çok şey var Sultan Fatih’de!
O aklı ve bilimi tutmuştu önde...
İç dış düşman, oyunlar… yok mu devrinde?
Halbuki en alâsı vardı, her yerde!
Önde tutmuştu devletin bekasını.
Korumak için taş basmıştı bağrına…
Çıkarmıştı kardeş katli fermanını...!
Vicdanlar çok ağladı bu yaptığına!
Keşke bakarken devletin bekasına
Başvursaydı bir devlet kurultayına
İp dolanmazdı kardeşlerin boynuna.
Bugün inandık doğru olmadığına!
Böyle sarılırsak bu mazeretlere
Açıklamak çok kolaylaşır bir kere.
Malum şu Arap ihanetini bile
Savunduk kandırılma öyküsü ile...
Bizler Buhari okurken halimize
Bir bakın bin altıyüz doksan sekize
Ve Avrupa’da başlayan gelişmeye.
Patent aldılar buharlı makineye...
Bugün başımız girince bir belaya
Birden “buharlaşır” sesimiz havada:
“Yine geldik siyonizmin oyununa...”
Bu sebep değil, acizliktir aslında...
Kur’an demiştir: “Aklınızı kullanın!”
Kullanalım aklı! Bu yeter değil mi?
“Düşmanın silahı ile silahlanın…”
Çare bilimdir, geçin şu siyonizmi!
İşiniz gücünüz hep övmek geçmişi?
İkide bir konuştunuz alimleri:
Farabi, Birûni, İbn Sina, El Kâşi,
Heysem, Râzi, İbn Rüşd, Harizmi, Cezeri...
Çok alimler var, say say bitmez vallahi!
Ne getirir bugüne, övmek övünmek?
Onlara saygı çok çalışmak değil mi?
Biz övünürsek kime kalır dövünmek?
Büyük alimlerin büyük buluşları
Batıda karşılık bulurken, onları
“Şeytan işi” saymıştı din simsarları...
Geliştirmedik öldürdük icatları...
Bu cahil dinbazları görelim artık!
Birûni hesaplarken dünya çapını
Birileri de anlattı öküz, balık…
Örterek Kur’an’da gerçek anlamını.
Ezcümle biz söyleyelim doğruları.
Bırakın övünmeyi, bunlar hamaset!
Uyutuldu bir güzel İslam halkları.
Din simsarlarından beklerken keramet(!)
Birey, şirket, kurum veya olsun devlet;
Önlerine çıkar çok zorluklar elbet.
Ancak aklı kullanan bilmez mazeret
Ve zaferler için anlatmaz hamaset!
Pendik/10.01.2023
Kayıt Tarihi : 29.1.2024 08:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler.
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (1)