Gel hamal baba,
Gel kardeşim,
Eğil şöyle önümde taşlara dayayarak ellerini,
Sırtına yükleyeyim şu çile sandığını,
Üstüne bir sandık, bir sandık daha,
Sonra hüzünlerimle dolu şu valiz,
Üstüne ayrılıklarımla doldurulmuş şu bavul,
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;