aynı kavanozda iki balığız
küçücük, minicik.
bir akvaryuma bile layık görülmemiş,
ilkokul çocuğunun harçlıklarıyla,
heves giderdiği eğlencelik canlılar...
giderken kimse sormaz,
ey! siz bensiz kalanlar ne yapacaksınız?
olmadan ben yanınızda,
perişan, harapmı yaşayacaksınız.
cevap beklenmez hiç bu soruya
silkelenmiş bir hayatın
dalındaki son yaprağım.
dokunmayın bu akşam,
sarhoş olayım...
hiç bir şeyde yok gözüm
aldığım havadan öte.
Ankara'da bu gün kapkara bulutlar var.
Ankara'dalar.
Ve bu gün üzerimizde konakladılar.
Dikkat ediyorum da,
sen gittin gideli
bu bulutlar artık çok oldular.
hiç alışılmadık günlerin birinde
gayet sakin
ve bir o kadarada hayattan bi haber
olacakları bir nehir bellemiş, koyvermiş vücudunu hırçın akan ırmağa.
o gün
bu alışılmışlığa,
Daha yeni anladım seni sevdiğimi.
evimin önünde araba sesleri arasında,
kuş seslerini işittiğimde.
Koca bir inşaatın hemen önünden,
alıp bir laleyi saksıya ektiğimde.
Gece rüyamda gördüğümde
benden kaçarak ne kazanacağını
bilmemekle beraber.
kaçmayıp gelsen ne kaybedeceğini
çok iyi biliyorum.
yaşamının tüm büyüsünü...
Kızıl bir güneşin ışığında,
yanaşıyor mavi vapur limana.
İçinde sen,
her yerde sen.
Sen hem tutsaklığımsın,
hem özgürlüğüm.
İçimde bir sıkıntı var bu gün
tamam benim her zamanki yorgunluğumun,
o alışılagelmiş karamsarlığımında
payı yok değil bunda
ama bir farklı nefes alıyorum sanki.
yani nasıl anlatsam,
Sana bir fotoğrafımı gönderiyorum,
iyi bak!
Gözlerimde acıları görebiliyor musun?
Omuzlarıma bak.
Tonlarca yükü hissedebiliyor musun?
Suratımdaki bezginliği,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!