Halkalı Tekirdağ Yolunda Gazel

İmsakta ezanlar okunurken Şirin sokaktan
Bindim "hetebir"e o vakitte, kalabalıkta
Halkalı karakolundan gara aktararaktan
Yarım saatte vardım, bilet aldım bir solukta

Sekizkırk hareket, namazı kıl,
yerleş çabukça
Dokuz on dört Çatalca on dakika da Kabakça
Kurfallı'da durmaz, bense manzaraya baktıkça
Dokuz kırkbeş Sinekli'de uyuşmuşum koltukta

Ağaçlar arasında anılar bir bir puslanır
Çocukluğa dalan zihin hayali gerçek sanır
Yarım asırdan sonra yol da yolcu da usanır
Göçen göçtü, kalan kimi hasta kimi sağlıkta

Kondüktör sesleniyor, Çerkezköy'e yaklaşmışız
Burda çok yolcu bekliyor, ağır mı ulaşmışız
Yarım saatlik yol kaldı kaç istasyon aşmışız
Tesbih çeker ojeli hanım ağa yolculukta

Velimeşe'yi de transit geç, sıra Çorlu'da
Köy bayrağı dalgalanır hava az rüzgarlı da
Dere kir akıtıyor buğday büyür tarlada
Küçükken ne tatlı, temiz akardı su olukta

Mahmut Kaya Hoca der "Çor, maraz demek"miş meğer
Ruhlar iyi olsun yeter, isterse yansın ciğer
Hastalık, ölüm, mukadder, doğuş doğalsa eğer
Üzeyir amcama rahmet, şimdi o mezarlıkta.

Muratlı'dan Tekirdağ'a "tek kart"tan aldım gene
Kimseden isteyemedim, olamadım çingene
Halim'i bir dinleseydim dönmezdim sürüngene
Aynı hesaba gelse de mesele doğrulukta...