Halk Ve Egemenlik 10 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2947

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Halk Ve Egemenlik 10

İnanç toplumlarının, geri olmasını, gelişemez olmasını belirleyen nedenlerden biri de; bir tür anlayışların ve bir tür şekli biçimlenişlerin, yaygın ve örnekleşir olmasındandır. Böylelikle o birlikler dalgalanmayan girişemeyen seninki sana benimki bana sistem olmasıdır. Böylece de, pranga kuşanışlı, öğütçü; öznel, subjektif idealist biçimde yanıltılma ve kandırılmalardır. Hiç gerçekçi olmayan bir dural oluşta olmalarıdır. Bu toplumlar rekabeti ve yeniyi bir süre sonra üretemez konuma düşerler.

Yeni olanı, anında; “”eski köye yeni adet”” ten bidat sayılıp boğulur. Çağı kavrar düşünceyi de eline verseniz, bu anlayışların ışığında bir müddet sonra bu çağdaş düşünce boğulur gider.
Halkta yeniyi sönümletme eğilimi güçlü çıkar. Oysa toplumda yeni, araştırmanın konusu olur ve sürekli meydan alır.

Çünkü bilgi ve bilim ne aklen, ne üst yapısal kurumlarla, ne teknolojik olarak alt yapısal sahibiyet sizlikle sürdürülemezdir. Halk alan üst olanı, alt olana tepeleme eğilimindedir. İstendiği kadar, bu alanın öznel amacı, bu olumsuzlukları yaratmak olmasın. İstendiği kadar, hayır hasenat ve bilimden yana olunsun. İstediği kadar ölçüyü doğru tutma azminde olsun. Sistemin sonu kaçınılmazdır. Halk alan sistem halinde biçimlenmelidir.

Yukarıdan beri halkın egemenlik yetkilenmesinin az biraz yönetime katılma dâhiliyesini dahi, kırmak için, nasıl dezenformasyonik bombardımana tabi tutulduğunun örnekleri verildi. Yine devamla...

Halk, sistemler hakkında gelişi güzel konuşur. Ama kendi düzlemindeki öznelliklerden de bir mest oluşun, bir kendinden geçişin, hallerini yaşar. Bu düzlemin kopyası olmayı gösterebilen nitelikleri de hıfz eder. Bir güncel şarkıcı, türkücü oyuncu gibi karakterleri; en ince ayrıntı ve duruşuna değin benimser ve onu, bir benzeme yansıtması içinde olurlar. Böylece halktan bazı kesimlerin, giyimini söylemini vs.sini özendiği cibilliyetleri içsinirle kopyalarken, bir Cern gerçeğindeki sağlayışları ortaya koyan bireylere karşı tamamen bi habersiz ve ilgisizdir. Ya da öylesine bir kayıtla kayıtsızlıktır. Halk, asıl egemenlik sel alandan yana, seçme ortaya koyamamaktadır. Bu bir kusur değil gerçeğin belirişidir. Toplumda halkın tavrını ortaya koyup onu anlayamaya bilmektedir. Bu, alanların kendi yaşantılaşmalarından ve kendi farklı ilişkilenişlerinden kaynaklanır. Bu bir üstünlük üstünsüzlük olmayıp, gerçek bir beliriştir.

Yine halkın kendi eyleminin, kendi üzerine yansımasından kaynaklı, gayet sofistike ve halk kesimlerinin hareketini, tecrübesel bir anlaması da vardır. Bu anlama ve anlatış gerçekliği objektif yansıtır. Halk alanının kendi üzerindeki, kendi kanaatıdır. Yani benim şuram hasta, benim şuram aksamakta demesidir. Beni abartma, benim hareketlerimde, çoğu zaman; bilmezliğin davranışları da hâkimdir, bu; ben kaos da, yaratırım demektedir.

Halkın bu sofistike bilge sözü: “”İpipullah sivri külah””” sözüdür. Bu, toplumun bir anlatım şekli ve sözü değildir. Mucidi halktır. Yani etkini de etkilenir olanı da halk tanılı söylemdir. Bir gerçeklik; “”İpipullah, sivri külah-[her şeyin yoksunu]”” tanımından daha güzel nasıl anlatılır bilemiyorum. Halkın anlatım ve söylem gücü çok güçlüdür. Tabi buda bir kesim halkın yaratım gücüdür. Bu anlatımda halk egemenliğinin nasıl belirip, nasıl beliremeyeceğinin zımni anlatımı açıktır. Halk siyaseten bu söylemle çoktan dalgasını geçmiştir.

İki tür ittifak vardır. Halk ittifakı ve toplum ittifakı. Erken toplumlar döneminden hemen hemen 16. yüzyıla değin yapılan ittifaklar da, halk ve toplum ittifaklarını aynı gören, birlikte kavrayan bir oluşma gelişme ittifakları söz konusu idi. Örneğin karşılıklı olarak girişen; iki veya daha fazla toplum, birbirinin kardeşleşmesini ilanen ittifak ederlerdi. İttifakı ilan eden toplumlar, üretim ilişkilerini paylaşma ve bunun öznel yansıması ahlak ve yasalarını, gelenek inançlaşmalarını birlikte ittifak ediyorlardı. Toplumların ittifakı, halkların zorunlu kaynaşması oluyordu. Buda bir çeşit sesiz halk kaynaşma ittifakı idi. İleride mezhep anlayışlarının temeli olacak totem aidiyet tohumları, bu ittifaklarla getirilen inançları mezhep olarak yeşerecekti.

Yine bu toplumların ideolojileri (inançları) , somut toplumun kardeşlik anlayışı, çok farklı idi. Kendisinin aidi olduğu toplumun üyesi biri kardeşi iken, hiç biyolojik bağı olmasa bile, kendi iç evliliği yasaktı. Karşı toplum da, kardeşi idi. Ama bu kardeşlik de evlenmeyi zorunlu gören bir kardeşlikti. Toplumun nesnel yasaları ve dini inançları bu temel den şekilleniyordu. Yani kardeşlik biyolojik bir tanımlama değildi. Zaten ana babada gerçek biyolojik ana baba değildi. İşte toplumun bu şekilde kurumlaşması, halkında; bu şekilde inanç ve örf ve ahlakileşmesi idi.

Günümüz toplumlarındaki toplumsal ittifak, sistemin çevrimini, devinmesini sağlayan temel belirleyicidir. Toplum ittifakı, halk ittifaklarını içermez. Ama halk ittifakı, katiyen göremezden gelinir değildir. İç barışın teminatıdır. Halkın günümüzdeki ittifakları, sesiz, zamanla tecrübe ve geleneksel ittifaklardır. Halk, halklar sayesinde, alabildiğine çeşitli bir serbestlikle devinen ilişkiselliktir. Bu ikili ayrışan ittifaklar, laik oluşun, aklın ve nesnel objektifliğin gereğidir.

İttifaklar birlikte var oldu. Fakat zamanla ayrışmada kaçınılmaz oldu. Bunlardan bazıları şöyledir. 1-Birlikte gelişirken, toplumsal gelişme, halk alanın gelişmesinin daha çok önüne geçmeye başladı.2- Halk alanın yönü, çok çeşitli aitliği destekler olması. Çok çeşitli inançları destekler olması, gelişmenin yönünü kestirilemez gibi yapmaktadır.3- halk ittifakları toplum ittifakları gibi karşılıklı zorunlu ittifakları destekler değildir. 4- Ve halk yaşayışlarının nesnel üretimi destekler olmaması gibi, nicelenmeler olmasına rağmen halk inanç alanı, diğerini yani toplumu; egemenlik sel engellemelere kaydı. 5-Toplum ve halk nesnel nedenler dışında da, çeşitli sebeplerle; çatışmalara gider oldular, vs.

Halk ve toplum aynı periyotlu düzlem dalgalarıdır. İç içe geçmiş ve yan yana bulunur farklı genlik ve frekanslarda zarflanmış koşullarda karışır ve kesişirler. Halkın periyodik salınışı bir örnekliğe sürüklenen süreçleşmelerle, değişmeye karşı koyan bir gerileşmedir. Bunları ancak ilişkilenişlerinden halk veya toplum elemanı davranışlı insan diye ayırabilirsiniz.

İnançlar; insanların, olgu ve olaylarında; olamları kendince seçme, mahiyet ve ilişkilere değin olmayan, bir estetik tutumlar elde eder olmaları vardır. Halkın; nesnelden kaynaklı idrakleriyle yansıyan öznel müdriklikleri, halk insanını oldurmada hayli etkindirler.

Kısacası; toplumsal ittifaklar; nesnel yaşamın ve dünyayı yeniden ve yeniden; üretir olmanın konusu oldukça; toplumların ittifakı da zorunlu olmuştur. Nesnel üretimi doğrudan sağlamayıp ama halk yaşamını: insan-insan; kişi- birey; birey-gruplar olaraktan kendi anlayışıyla birlikler tutumlaşmasını sağlayan rehabilite alanıdır halk. Ve halk ittifakı her halükarda değişir olması gereken, zamanla yavaş yavaş yerleşerek sesiz olan, ittifaklarıdır. Yani halk, bir yanı ile her tür inanç, gelenek görenek ittifaklarıdır. Bu yüzden halk egemenliğine de; inanç, ideoloji, gelenek, görenek, halk aidileşmesi bağlamında bakmak zorunludur. Toplumda bunların yerini; bilme, ideoloji, teamül, kural, yasallık, sorumluluklar denetleme mesleki formasyon (toplumdaki aidileşme) almıştır.

Tarih boyunca toplumlar yaşarken üretmiş, yaşantıyı ilişkilemiş, çözümleyip dönüştürmüştür. Halk bu ilişkileniş yaşantısını örfleştirip inanç yapmış. Kendisini bunlarla grup aitleştirmesine götürmüştür. O günlerde toplumun çok yavaş gelişmesi, halkın toplumdan gelenekleştirdiği benimsemelerin kalıcı oluşunu, uzun süreli yapıyordu. Böylece toplumda gördüğü geleneğin karşılığını neslin ve toplumun değişmesi ile göremez oluyordu Böylelikle de halk dirençleşen, muhafazakârlık yanını öne çıkaran bir şiar edinmiştir. Tutuculuk birçok bağıntıyla oluşur.


Muhafazakârlık toplumsallığınız değildir. Toplumsal yapıların kriteri olarak karşımıza çıkmamalıdır. Günümüzde muhafazakârlık yolu halkta hala geçerli kredi ise de, sadece yaşadığınız dar çevre ile geçerli bir halk kredisidir. Resmi ve uluslar arası geçerlikte kıymeti harbiyesi yoktur, hükümsüzdür. Şimdiki aitliğiniz resmi nüfus kayıt cüzdanıdır. Gelenekten gelen totem aitliğinize, binip transatlantikle yolculuk yapamazsınız. Ama Türk Toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti aitlik, kimlik ve pasaportu ile uluslar arası yolculuğunuz berkemaldır. Bu bile egemenliğin aktüel ve toplumsal güç kaynaklı oluşudur.

Sürecek 10

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 3.4.2009 14:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya