Demokrasi ve egemenlik kavramı, halkın ekonomik yaşantılı oluşunun yanı sıra, seçme işini de, siyasetin ideolojisel oluşunu da, telkin eder. Oysa halk genelde ve sayısal çokluk olarak feodal davranır. Yani aşiret, tarikat, aile baskıları gibi tutumlarla belirleyici olur. Konjonktür halkta tam olarak içselleştirilememiştir. Halkın davranımı sosyal öğrenmelidir. Buda deney ve bilgi kullanmayı pek pek gerektirmez. Bu bile göstermektedir ki, ekonomik statüsü; halkın yaşamı gibi düşünmesini de kısıtlar. Bu durum, daha çokta halkın, ideolojik zayıflığının açık göstergesidir. Yine halkın yaşantısı, halkın feodal davranımını ön görmektedir.
Böylesine bir seçmen oluşla egemenlik, yurttaşlıktan çok, kendi içinde bulunduğu halka ait durumsalının bilgisidir. Elbette ki, ilke olarak halkın iradi seçimi saygındır. Ama bu keyfi oluş seçilenlerin istediğini istediği gibi yapacağı anlamında değildir. Hatta siz Âdem baba gibi yaşamayı halka vaat ederek oy alıp iktidara gelseniz dahi yapamazsınız. Çünkü toplumun yasası, toplumun iradesi buna engeldir.
Toplumun ilke, yasa ve egemen, müesses nizamı nesnel deneyim süreçli gerçeklikler ilişki ağ yapısındadır. Örneğin toplumsal yaşayış ve biriktiriş; toplumun sağlığını korum kavramını ve çevre sağlığı bilincini ortaya koymuştur. Periyodik olarak aşı kampanyaları uygulaması da bu nedensel gerekçedendir.
Siz bir politikacı olarak ve halkın inanması gereği, hastalığı Tanrı'nın bir lütuf’u, Tanrı'nın bir sınaması ve Tanrının bir iradi kararı olarak görüp, aşı ve tedavi uygulamasını Tanrı iradesine karşı gelme, Tanrı'ya isyan etme, hatta Tanrı ile bir güç yarıştırması olarak görebilirsiniz! Bunu kaldırmayı tababeti uygulamayı kaldıracağınızı halka vaat edebilirsiniz.
Sırf bu yüzden halkın çoğunluk oylarını alabilirsiniz. Ancak iktidarınız, halk iradesi dediğiniz; bu istemi uygulayamaz. Çünkü alan toplumsal alandır. Halk iradesi sizi seçerek belirir. Artık demokrasi sizin her istediğinizi yapamayacağınızın, size rağmen, sizi; siz eden toplumsal iradenin nesnel geçerliliğidir. Toplumun ağ örgü temelleri bu işleyişi denetler. Yani halkın iradesinin her şey olmadığını, toplumu yıkan yapılara gidemeyeceğini acıda olsa öğrenir. Demokrasi ve halk iradesi var diye nasıl kendi kişisel hukukumuzu toplumsal hukukun üstüne koyamıyorsak, yine halk iradesi var diye toplum iradesinin üstüne çıkamayız.
Bunun temel nedeni de, toplumun hemen hemen tüm işleyiş ve kurumsal kararların alınışında toplum, halk iradesine dayanmaz. Örneğin, toplumun gen araştırması halk iradesinin izin ve izinsizliğine göre çalışmaz. Sizin toplumsal gücünüz, bilgi ve teknolojik birikiminiz bununla ilgilidir. Devletin uçak alıp silahlanması halkın izin Ya da izinsizliğine göre gerçeklenmez. Toplumda konjonktürün dışına çıkıp ben savunmamı ok ve yayla yapmak istiyorum diye öznellik belirtemez.
Toplum konjonktür elliğin zorunluluğudur. Halk zamanca geri düzlemin kişi-kişi ve kişi-grup-cemaat ilişkileri aitliğidir. Bu yüzdende toplumda, halk egemenliği söz konusu değildir. Ancak halkın, seçmen yetkilenmesi ve sorumlu yurttaşlık görevi vardır. Halk, toplumun beyni ile buradan temas kurar. Ama tam belirleyici bir irade asla olamaz. Toplumda işleyiş karşılıklı bağıntı ve bağımlılıkla gerçeklenir. Toplumu bu bağıntılılıkta ürettirip ilişkileyen bu bağıntıya boyun eğerek, ama onu kullanarak öznel ve özgürce etkileyen etkenizdir. Egemenlik soyut ve halka ait bir kavramdır. Toplumda egemenlik iradi değildir. Karşılıklı bağımlılığın bilincine vardığımız zorunluluğudur. Hiçbir zaman keyfi olamaz. Keyfilik sizin durağanlığınızı belirler.
Ayrıca seçmeyi bir egemenlik olarak değerlendirmek; yine bazı bakımlardan da yanıltıcı olabilmektedir. Örneğin seçilen kişiler seçmenin vekâletini yerine getirmekten daha çok; menfaatleşen ilişkilere eğilim gösterebilmektedir. Bu da şekli bir egemenliğin, kendi toplumsal sınıf güç egemenliğine dönüşmesidir. Yani görüntü halk seçimi egemenliğidir, ama realite bambaşka olabilmekte. Yani demokrasi kültürü gelişmemiş ülkelerde seçim ve egemenlik daha çok halkın yararına olmayan menfaatleşmeye kaymanın aracı yapılabilmektedir.
Sekiz paragraf üstte sayılan paylaşım, tüketime yöneliktir. Demokrasi ise bu paya yönelikliğin hak ederlik ölçüsünü, ittifaklarla, politik siyasalarla (ideolojilerle) , öznelliklerle, sağlattırır olunuşudur. Bir saray yaşamı ile bir kulübe yaşamı toplumda ve halk içinde böyle paylaşımla oluşturulur. Saray ve kulübe yaşamındakiler, aynı algı ve ihtiyaçlar içinde olamazlar. Bunlar kendi öznellik, sübjektiflik ve kısır oluşun dar boğazını taşırlar. Saraydaki, kısır ve bencil tutumlarına rağmen, bilgi kullanım ve tüketim olaraktan kulübedekine göre daha da ileridir. Ve bunun sürdürülebilirliği için daha egemenlik seldir.
Yani demokratik ve konjonktürsellikle paylaştıramadığınızı siz: cahil ve geri bıraktırılmışlık olaraktan seçime yansıtırsınız. Bu demokratik gerici seçmeyi sınıf bilinci olmadıkça rahat rahat feodal düzlem ilişkileri ile kullanırsınız. Ve siyasetin dayatmasıyla,“halk öyle istiyor” diyerekten garip bir meşruiyet içine girersiniz! halk yurttaşlaştıkça egemenleşir ve güzel bir sonuç ortaya koyabilir. Yurttaşlığın baş koşulu da konjonktürsel birikim ve konjonktürselliktir.
Yani şeklen yasa dışı olmayan, kitabına uygunluktur. Ama mutlaka yadırganması gereken bir durumdur bu. Ve böylece uzun sürelerce sizi yöneten padişah partilerini, ihsas edersiniz. Adı da: “” hür ve demokratik seçim, bunu böyle istiyorsa, saygı göstereceğiz “” türü üstü örtük, analiz temeli olmayan, öznel bakışlı, subjektif bir anlayışa indirgeyen, düşünce tembelliğine düşürülürsünüz.
Sırf demokrasidir diye, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı; demokrasi ile geldik her şey halkın iradesine göre meşru olur diye üst ideolojisel ve rejimsel teşkilinize kriter sınır ve ölçü koymaz oluşunuz, belirsizliklerin demagojisini yaratır. Yanlışta olsa ilke ile davrandığınızda, aksamalar ona göre biçimlenerek, demokratik diyeceğimiz tutumlar ortaya konur ve düzeltilir. Değilse, ””“”halk öyle istiyor”” demeniz, bir demokrasi ve demokratik bir tutummuş gibi, söyleme dönüşen bir saçma sapan oluştur. Seçilmeniz nasıl yasal bir demokratiklikse, teşkilinizde, ilişkin işlerliğinizde öyle bir yasal demokratikliktir. Halk seçti diye teşkiliniz kişi ve parti anlayışınıza doğru şekillenemez olmaktadır mevcut halde.
İkinci olaraktan da konjonktür daima insan arzuları hilafına değişir. İnsan yönetimde de olsa, öznel zaafları daima bu gelişmeyi tutturamaz. Hatta kişisel ve partisel özel ve öznel subjektif belirlenmeler elinizden olmadan bu gelişmeye karşı oluşunuzu, karşı baskı olarak ortaya kor. Yapısal gelişme çözülüp tekrara birleşen yapıları öngörür. Sizin çözülmeyen ve tekrar birleşmeyen oluşumunuz, değişseniz dahi başarılı olamaz. Siz kurum olarak gelişmenin fevk ve bilincinde de, olsanız, bir önceki çoğunlukçu yaşam baskı yapılanışınız, bu ilkeyi zorunlu olarak tutturamayacağınız demektir.
Yani demokratikman halkın sürekli aynı yapıları seçer olmasını söylemek, doğru değildir. Bu durumda halkın aynı yapıları seçmesi, halkın alışmalara yönelen travmasıdır. Tutuculuğudur. Halka ait yaşamın egemenliğidir. Toplum ilkelerini görmezden gelmektir.
Demokrasi ve egemenlik hem çeşitlenen, ayrışan, aynı olmayan yanınızdan çıkacaktır. Hem de, birleşen anlayış ve oy birliklerinizden çıkacaktır. Ayrışmanız: gelişmenin doğal yasasıdır. Aynı zamanda da bu, farklı ihtiyaçlarla, farklı duygu ve anlayışlarla belirir olmanızdır.
Birleşmeniz de bu çeşitli istekleri sağlatacaktır. Birleşmenin temelinde, aynı ortak nesnel ittifakı gelişme plan ve projelerini, akılsal mantığını sezmenizledir. Birleşen karakter anlayışlarla, çoğulcu oy birleştirmesini yapacaksınızdır. Değilse şimdiki gibi, çoğu geri ülkelerdeki gibi, öznel cahillik inanmalarını birleştiren oy toplulaşması olmamalıdır.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 30.3.2009 13:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/30/halk-ve-egemenlik-06.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!