Sabah erken kalkardı ocağa çayı koyardı
çay ve sigara en sadık dostlarıydı.
elini yüzünü yıkadı aynada yüzüne baktı
Elini hafifçe yanağına sürerek,traşı yarine bıraktı
İki günde bir traş olurdu,babalar gününde kızının aldığı losyonu sürerdi
Sürerken yeşil küçük gözlerinin içi gülerdi.
Son bir çay daha koydu ince belli cam bardağa
Çalıştığı günler geldi aklına
O zamanlarda erken kalkardı cam fabrikasında çalışırdı
Sonra birden bire yine yeşil gözlerinin içi güldü
Emekliliğine şükretti çocuklar gibi sevindi.
Bitmişti kasvetli kış günleri şimdi bahardı
Ama sabah ayaz olur kayeserinin sokakaları
Üşümeyi sevmezdi onun için kışın kat kat giyerdi
Askıdan ceketini,birde ecevit şapkasını aldı
Siyasetten hazetmesede birtek eceviti severdi
Hep oy veriken hangisi vatanıma milletime hayırlsıysa o gelsin derdi.
Usulca kapıyı kapattı kimseyi rahatsız etmemek için
Kapıyı hızlıca çarpanlara ne çok kızardı
Bazende gülerek,bir gün kapının sapı elinde kalacak derdi hergelenin
En büyük küfürü hergeleydi.
Apartmanın önüne indiğinde yıllarca kullandığı emektar saatine baktı
Ezena daha on beş dakika vardı
Saatine çok güvenirdi yıllardır hiç durmamış zamanı şaşırmamıştı
Onun için övünç kaynağıydı bazen arkadaşlarına saatini göstererk
Benim emaktarın maşşalahı var derdi akşamları kuruyorum tamam
Bu güne kadar hiç tamir yüzü görmedi der gözlerinin içi gülerdi
Zaten keyfi yerinde oldumu ilk önce gözlerinin içi gülerdi
Sonrada peşpeşe espiri yapar etrafındakiler gülerdi.
Birden bire kaşları düştü yüzü asıldı elini ceketinin cebine attı
Seni çıkaranın allah cezasını versin dedi kızarak
senin yüzünden şu güzelim bahar havasını doya doya içme çekemiyorum dedi gözleri dolarak
Nefes darlığından doktora gitmiş ciğerinin hasta olduğunu öğrenmişti
Doktor sigarayı bırakmasını söylemiş bir avuç ilaç verip göndermişti
Çocuklarıda kızıyordu sigara içme diye ama nafile yinede gizlice içiyordu
Senin yüzünden dedi! Oğlunu ve kızını düşündü mürvetini göremicem
Sonra sigarasını tellendirdi dumanını havaya savurdu
Usul usul adımladı kayserinin dar sokaklarını
Cami avlusunda bankda can dostları vardı
Hepsine selam vererek tek tek sıkıca ellerini sıktı
Hoş beş sual ettiten sonra yerine oturdu
Herkesin kendi oturduğu yeri vardı bankda zaten topu topu beş adamdı
Sabah boş olur caminin avluları
Ezanın sesi yankılandı caminin salonunda safa durdu beş adam
Hocanın komutuyla aynı anda hareket ederek namazı bitirdiler
Tekrar avludaki banka dizildiler
Bir arkadaşı konu açardı saatlerce o konun üzerinde konuşup tartışırlardı
Ama en çokda emekli maaşının azlığından yakınırlardı
Biri herşeye zam geliyor bilader bizim maaş hep aynı der öbürleri onaylardı
Sonra birden bire korkarak bunada şükür der konuyu kapatırlardı
Zaten en çok televizyonda belgesel izlerdi
Hayvanların yaşantısını arkadaşlarına bahsederdi
Allah her canlıya zaafı vede kendisini korumak için organ vermiş derdi şaşırarak
Birde hayvanlar sadece yaşamak için öldüryorlar
Ya biz insanlar neden öldürüyoruz kendimiz gibi inasnları
Sonra hepsi birden törörü vede törörü çıkaranları naletledi
Tekrar emektar saatine baktı vakit epeyce geçmişti
Anlaşmış gibi sessizce kalktılar öğlen namazında buluşmak için dağıldılar...
BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ HALİT AMCA
İKİ DAKİKALIK EVLE CAMİNİN ARASINDA
SAKIN UNUTULURUM SANMA
SADECE EVDE KOLTUĞUN CAMİNİN AVLUSUNDA OTURDUĞUN BANK BOŞ KALDI
AMA SENİN SICACIK SAF VE TEMİZ GÜLEN YEŞİL GÖZLERİN HALA BURDA
TAM KARŞIMIZDA
Saygılar......
Kayıt Tarihi : 1.7.2012 14:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!