Her taraf karanlık.
Dışarıda dondurucu bir soğuk var.
Kafam o biçim.
Topal hoca minarede
Okuyor ezan.
Ervahi Kul namazda,
Yaşamak nedir diye sordum az evvel Hıdır dayıya.
Elini şalvarının cebine atıp tütün tabağasını çıkardı.
Sol eliyle tutup sağ eliyle ufaktan vurup açtı.
Doladı tütünü tebessüm ederek, "Yaşamak mı?" dedi.
"Evet, yaşamak," dedim.
Mevsim kış, devir kötü.
Aklım bulanık, bir yanım eksik.
Ve ben her şey yolundaymış gibi davranmaktan bıktım usandım artık.
Kâğıda dökmek istedim içimden geçenleri yapamadım.
Elîyê Sefo’dan Devrêşê Evdi dinledim dinmedi sızım.
Ezgiler ruhumu tırmalarken, Dünya varlığını hayal etmeye başladım.
Az mı patlattık teneke kutularını karpitle,
Salıbaba sokaklarında seninle gakgom!
Unuttun mu yoksa?
Karlıdağ gazozu içer kırık leblebi yerdik.
Sigara almak için halka atar
Beş taş ve gözülmacil oynardık.
Ürpermesin yüreğin, bir gün göçerde gidersem buralardan yar...
Ağıt yakma ardımdan, ne gün gördü ki ne murat alsın diye Türküler oku, yas tutmak yerine de alkış çal!
Unutma:
Türkü okumayı bilen yüreklerden kimseye zarar gelmez.
Hele de Evladıkerbela çocuklarından asla!
Hak Muhammed Ali onları esirgeyip korusun, Hızır kapılarından eksik olmasın.
Yosun rengi bir gece,
Tütün tabağam yanı başımda.
Ay karanlık.
Demir kapı sürgülü,
Taş duvar yıkılmak üzere.
Kör pencere kapalı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!