Bir şiire sığmaz tevbeler!
Ütüsüz hislerimi giydiysem bugün,
Jölesiz kelimelerle göründümse anlamı var.
Samimiyetime ver ağlatım bozukluklarımı.
Pijamalarını çıkarmamışsa cümlelerim anlamı var.
Turkuaz rengine hayranlığım faşizan hislerin yansıması değil!
Makamlardan Hicaz’a olan düşkünlüğüm,
Bir hasretin tezahürü mü bilmem.
Ama bilirim bir şiire sığmaz tevbeler.
Uyku mahmurluğunun tatlı zırvaları deme ne olur!
Hiçbir hece bu kadar uyanık olmadı inan!
Kirli gömleğinden utanan her insan gibi,
Bembeyaz bir atletle üşümeyi seçişim,
Çaresizliğimden değil!
Kan kokusu tutmuşken göğü,
Artık mürekkep diye kan çekiliyorken kalemlere,
Uyku tutmayan gözlere düşmüşse kızıl bir şafağın aksi,
Günah diyarlardan başlamıştır muhacirin yolculuğu.
Kitaplar kesmişken köşe başlarında yolumu,
Yalın ayak dolaşan çocuklar aşkına,
Şairin bohem dünyasına sırtımı dönüp,
Açlığını ağaç yapraklarıyla bastıran o çocukların,
Çamurlu ayaklarından öperek,
Yükümü hafifletemem!
Sonra bilirim; sığmaz bir şiire tevbeler!
Ekmeğimi gecenin karanlığına banışım beyhude değil.
Bu mütemadi sükûtun anlamı var.
Ve acılarımız…
Pişmanlıklarla sarmaş dolaş acılarımız…
Marazi bir hüzündür diyemem acılarımıza…
Asaletin rengine bürünmüştür zahir.
Kelimelerin işgali altında kaç gün kaç gece aç ve susuz,
Şakağıma dayanmış kalemlerden değil,
Ellerime bulaşan mürekkepten korktum.
Nedamet yangınıyla kül olan her şey,
Rahman’ın armağanıdır bana…
Hicranla yıkanmış harflerim,
Kabule şayan bir dua mıdır bilemem.
Lakin bilirim bir şiire sığmaz tevbeler!
Kayıt Tarihi : 15.6.2014 19:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!