Seni satır satır yazardım ama,
Kalemim utandı, halim perişan.
Ettiğin oyunu bozardım ama,
İyidir dediğim dilim perişan.
Güllere aşıktım, garip bülbüldüm,
Çalıya rastladım, acıyla güldüm,
Beynimden vuruldum, yıkıldım, öldüm
Elini tuttuğum elim perişan.
Canımdan bilerer, can özüm dedim,
Bal diye sunuldu, zehirler yedim,
Bir sevda türküsü çalmak istedim,
Sazda sap kırıldı, telim perişan.
Kurbanlık seçilmiş meğer bedenim,
Kör bir bıçak ile yüzüldü tenim,
Artık hazan bağın tapusu benim,
Çıkmaza sarıldım, yolum perişan.
9 haziran 2008 İstanbul Mustafa USTA
Dostların Kaleminden inciler:
Gönlüm bülbül olup gelse de dile
Hasretten kurtulup bitmiyor çile
Sevgine yol açmak istesem bile
Gülşenim tarumar gülüm perişan..... Burhanettin Akdağ
(Aslında şiir yazmayı ve şairliği '' Dil susar gider '' şiirimle bırakmayı ümit etmiştim.
Ama Hani bir hikaye vardır:
Evde bir oğul hırsızla Karşılaşır ve babasına seslenir:
''- Baba ben bir hırsız tuttum''
Babasıda: ''- Oğlum bırak gitsin'' der.
Ve oğul tekrar babasına döner: ''- Babacığım! Ben onu bırakıyorum ama, O beni bırakmıyor''
Bende şiiri bırakıyorum ama, şiir yakama yapışmış beni bırakmıyor.) :)))
Kayıt Tarihi : 11.6.2008 17:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'' Sevdâ ile oyun oynayanların, Yüzünün hakkını vermek isterim. Damarında (varsa) , gezen kanların, Rengi ne haldedir? Görmek isterim.'' M.USTA Hani bir kişiye iyi dersin, iyi bilir, iyi görür tanırsın... Bağlanırsın zincirden bir bağ ile koparılamaz. Ve gerçeği öğrenince artık çok geçtir. Beyin şoka uğrar ve bir daha kötü diyemezsin... Kırıp uzaklaşamazsın zincirlerinden... Hani bir gül bahçesi görüpde dalarsın... Taki çalılar seni sarmalayıp çıkamaz hale gelince anlarsın gül bahçesi olmadığını... Hani uzanırsız denizin ortasında, çaresiz, tutunacak bir dala... Ancak zehirli dişlerini yüreğine geçirince anlarsın onun aslında bir yılan olduğunu... Hani gönül bahçene bir tohum ekersin... Sular büyütür yeşertirsin.. Taki yeşerince, gönlünü sarınca anlarsın aslında attığın tohumun bir ayrık otu olduğunu. Ve artık çok geçtir. Sarmıştır bütün yüreğini kökleriyle. Temizlemek istersin. kurtulmak, söküp atmak istersin ta en derinden. Çekip yolar, atarsın gönül bağından. Kurtuldum dersin. Unuturcasına ayrık otu olduğunu... Koparılıp atınca bile kökün en derinlerden yeşereceğini bilemeden. Her defasında ucunu gösterir. Filizlerini nefretle çeker koparırsın. Ararsın en derinlerden kökünü bulamazsın. Kurtulamazsın... Bulup yok edemezsin. Kökü nerede? Sarar derinden, sen kopardıkca yeşereni, yüreğinin en derininden gider sinsice kökleriyle... Sarar... Sarar ve kurutur gün geçtikçe gönül bağını... Mustafa Usta
![Mustafa Usta2](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/11/halim-perisan-4.jpg)
Tam puanla tebrikler.
Bal diye sunuldu, zehirler yedim,
Bir sevda türküsü çalmak istedim,
Sazda sap kırıldı, telim perişan.
çok güzel bir şiir candan tebrikler
kutlarım o güzel yüreğinizi...tam puan...sevgiyle ve şiirle kalın...selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz.
TÜM YORUMLAR (25)