karanlık ellerimin arasından doğmaya çalışan mahrur cenaze ağıtı
intikam fecr ile yıkanmış dudaklarımda o paslı kandilin siluet şanı
nacizane adımlarım yokuş tepesinde arşınlasın sahte yolların manzarasını
omuzlarım sırtladı bu dünyanın gözyaşlarını gömdü hepsini kör gözbebeklerime
dünün gözlerime bıraktığı sadece kasketimden damlayan mecalsiz damla
gökkuşağı altındayım medcezir selamlarım yavaşça maşrik şarkılarına veda
vücudumda kavuşamayan o iki elin bedduasımıdır gökkubeden düşmüş aksak nida
yazılan tarihti bedenimin üstünden geriye kalanlar ise son zikirli fikri nara
cüppemin altında duvarlar kinle sıvandı gelen meleklere halim garip bir merasim
şafak meltemi avuçlarımı serinletirken üşüyen yumruklar şehrin çenesindeki tek hakikatim
neylerim sadakat miraslarını hatıralar yeter bana karanlıkta kaldım aydınlıkta göremedim
cenk meydanında kolları kopmuş müezzinim seslendi kalktı yerden öfkeli cesedim
istikamet mahallenin avare taşlarında hidetli adımlarla yol alırken sözlerim bedbaht
harabe olan çıkmaz sokaktaki yaşlı kadının köşküydü suçlu son kervandan dünyamıza seyyah
gitmek lanetimin tek heykeliydi taburemden süzülen kandı cehenneme aktı burdan fersah fersah
ruh latifeler arasından safran lekeli parşömene yazıldı şairi yıllardır kulaklarıma fetva
Kayıt Tarihi : 28.3.2007 02:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!