Hep konuştuk...
Yaldızladık, şişirdik, vurduk,
yıktık, patlattık ve inanıverdik...
Hep konuşuruz!
Dünyanın pisliğine batmış olabiliriz!
Aslında çok temiz milletiz,
Şiir yazıyorum özgürce
Hem de en yetkilisinden.
İki ebat kâğıt tütsüsünde,
Dizeler özgürce akıyor!
Doyum olmaz keyfine bunun,
Gel keyfim gel! ! !
18.07.2012... YER: YAZILI KANYON... Ailece Yazılıkanyonu görmeye gittik. M.Önceki medeniyetlerin o ışıltılı bırakıtlarını izlerken içim buruldu. Kayaya emek verilerek gelecek kuşaklara bırakılan yazılara bakarken, karanlık çağın insanı gibi hissettim kendimi! O aydınlık çağın insanı, geleceğe öğüt niteliğinde kaya üzerine yazılar yazmıştı. Çağımızın karanlık elleri üç kuruş için kayadaki yazının tam orta bölümünü parçalayarak koparıp almış! O vahşeti gördüğüm zaman bu çağın insanı olmaktan utandım! Bu yazdığım yazıyı okuyan birileri "Ne var yani, sonuçta bir kaya! " diyebilirler! İnanın öyle değil... Düşlerimin yönlendirerek beni çektiği bu yeri görünce içimdeki coşkuyu, istenci anlatamam. Tanrının cömert davrandığı bu yeri gezerken, geçmiş medeniyetlerin ayak seslerini duymamak imkansızdı. Yeşilin öbek öbek değişim gösterdiği, çağlayanlar yaparak akan o pırıl pırıl camgöbeği rengindeki su, sanki" beni hak ediyormusunuz? " diye haykırıyorlardı! Kana kana ana kaynağından içtiğimiz, bedenimizi serinletmek için bizi koynuna alan su, beynimizdeki karanlıkları temizleyebilir mi acaba? Bence o sudan avuçlar dolusu su içmeden önce bir avuç ahlak içebilseydik
Mehmet Getizmen
İstanbul’u sorma bana gardaş
nereden bileceğim ben...
Daşı torpağı “altından” diyorlar ama;
Ben altını da görmedim, üstünüde!
En eyisi mi,
git İstanbulu İstanbul anlatsın sana...
Kadın ısrarla üst üste zile basmakta!
O tarafta aniden sönen ışık
Ve o taraf göz deliğinde ufak bir kıpraşma!
Kadın da gözünü dayar bu taraftaki göz deliğine.
Uzun süre bakar ama nafile...
Kaşları kalkar, üzgündür.
duygunun baskın olmadığı şiirler kolay kolay etkilemezdi beni ama şiir başka...tam puan