 1986 yılında İzmit’te doğdu. Orta ve lise öğrenimini Gebze’de tamamladı. 2005 yılında Kocaeli Üniversitesi’nden, 2008 yılında Anadolu Üniversitesi’nden mezun oldu.
1986 yılında İzmit’te doğdu. Orta ve lise öğrenimini Gebze’de tamamladı. 2005 yılında Kocaeli Üniversitesi’nden, 2008 yılında Anadolu Üniversitesi’nden mezun oldu.
17 yaşından bugüne eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin mücadelesini verdi. Mücadele içerisinde yaşadıklarını yazdı, şiirleştirdi. 2014 yılında “Fırtına Rüzgâr İçinde” adlı ilk şiir kitabı yayımlandı. 
Telgrafhane, Evrensel, soL, Gazete Manifesto gibi emekten yana gazete ve internet haber portallarında gönüllü muhabirlik ve yazarlık, Yeni Haber gazetesinde sanat sayfası editörlüğü yaptı. Yazdığı bazı yazılar tiyatroya uyarlandı, oyunlaştırıldı. 2017 yılında ikinci kitabı ‘’Zamansız Ölümler Ülkesi’’ yayımlandı.
Şiirleri Güney Kültür, Yeni Gelen, Sanat ve Hayat, Ekin Sanat, Berfin Bahar, Önsöz gibi toplumcu dergilerde yayımlandı. Abdullah Cömert için hazırlanan ‘’Abdocan – Ölümden Başka Her Şey Olacak’’ ve Ali İsmail Korkmaz Vakfının yayınladığı ‘’Barış İçin Şiir Yaz’’ kitaplarına şiirleriyle katkı sundu. 
Artvinli olan ve Kocaeli’de yaşayan Halil Yeni, “9-6 yollarında” bir emekçi. İstanbul Tuzla’da bir fabrikada çalışıyor. Şiir yazıyor. Gönüllü muhabirlik ve yazarlık dayanışmasına devam ediyor.
 
 
Eserleri
Fırtına Rüzgar İçinde (Telgrafhane yayınları)
Zamansız Ölümler Ülkesi (Telgrafhane yayınları) 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!