Anlaşılmak tenimize dokunan bir yıldız gibiydi
Anlaşılmamak ise, sırtımıza saplanmış bir hançer
Biz hep kaçtık yalanlarla
Gerçekte hissedemediğimiz duyguları, hissettiğimiz rüyalarla
Anlamak istemedik, insanları doğrularla
Ruhumuz, karanlığın içinde büyümüş aydan parçalarla, güneşten yoksun ışıklarla
Yağmur yağıyor ve büyüyorsun
Şeklini veriyorsun yere düşen her kar tanesine
İnceliğine, zarifliğine ve de güzelliğine
Ve renklerini bahşediyorsun yer yüzüne
Mavi, beyaz ve kırmızı
Ve karıştırıyorsun toprağına, dokunmadan rahmet süsünü...
Kılıcın keskinmiş,
kınına koy
Ne sultanlıklar yakıp yıktın dilinle,
kalbine hakim ol
Denizin de kin besleme,
sevgime sahip ol
Bir çınar yaprağıydım ben
asırlara sığmayacak umudum
Can bulduğum dalımdan
zaman dolunca savruldum
Kayboldum, akrep ve yelkovanın durmak bilmeyen yarışında
Zaman akıp gidiyor, asi bir nehrin ortasında
Soğuk fırtına yakaladı kapalı gözlerimi
Oturttu birer birer yerine dağınık taşları
Tahammülsüzlük belirsizliğime galip
Yüreğim, aklıma sağır
Gözlerimin damlaları nehirlerine aşkın
Gönlüm göklerimin huzuruna aşık
Bulut treninde çalan şarkılar seni duymalılar
Kalbimde seranad çizen gözlerini görebilseydi yıldızlar
Kayıp gitmezlerdi evrenimden
Seni arıyor olmalılar
Yer yüzüne düşen yağmur taneleri
Sıcaklığında kasvetli günlerin
Sen en güzel şehrimsin
Gündüzümün gecemden
gecemin gündüzümden kıskandığı
Yorgunluğum sokaklarında avare
Kalbimse her zaman meczup düşer kaldırım taşlarına
Ey benim gönül bahçem
Gönlüm türküler söylemek ister
Seslerim ağaç dallarında
Ellerim teyemmüm bulsun topraklarında
Çiçeklerin ne mutlu, sende bulmuş yaşamı
Bağlarında yeşermiş sevdanın umutları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!