Gece yağmur yağardı.
Ben sana ağlardım.
Yağmur senden utanırdı.
Ben sana yine kıyamazdım.
Gökyüzü bulutlarla bir şeyler çizer,
Bir çocuğun gökyüzünü ilk farkedişi
Ve bir yıldız ışığını
Bileklerine ilk buyur edişi resmedilir;
O, siyah beyaz ve mağrur
Masal şehrin silüetinde.
Mükemmellik, orada bulaşır beklentilere.
O günlerde;
Üstünde seninle yürüdüğüm sarı yapraklarla,
Yağmurda altına saklandığımız saçak arası kadardı dünyam.
Yeterdi.
O günlerde;
Şimdi kötüyüm.
Acabalar keşkeler sarmış,
Bin türlü musibet başımda.
"Bu kadar güzel olmasaydın."
Diyorum bazen.
Bu kadar sakar olmasaydım;
Sensizliğin seni çağırıyor; garip.
O da pes etti bak sonunda.
Bazen kendi kendime düşünüyorum da.
Bu, sen değil de bir başkası olsaydı mesela...
Aynı şeyler yine olur muydu acaba?
Yok oluşlarının sonundasın.
Kaybedişlerinin zirvesinde.
Zamansız gidişler gördünse bile;
Onunki kadar hazin değildi hiçbiri de.
Son sözler söylenir hani...
O mevsimdir, sana gelirim.
Yaprakların rengi gözlerine dönünce,
Çam ağaçlarını keman edip,
Çalmaya başlayınca rüzgar...
O mevsimdir.
Havaya yayılırsın çiçek çiçek
Bekliyorum.
Ve sevmelerimizin üzerine hayaller kuruyorum.
Ne kim olduğunu biliyorum;
Ne de nerede olduğunu.
Aydan mı alır yüzün rengini?
Yada sevdiğim baharlar gibi mi kokarsın?
Konu hep sendin mevzularda.
Hep senden bahsettim.
Mesela dün eve dönerken,
Uzun uzun seni anlattım,
Radyoda ki geveze adama.
Gerçi o beni pek dinlemedi ama olsun.
Bir büyük günahın mahcubiyetiyle,
Adem nasıl inmişse cennetten;
O razılıkla düştün fikrime.
Düştün.
Neleri düşürdün gözümden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!