Seni ellerimle gitmeye götürüyorum
Ağlama diyorsun ya o zoruma gidiyor…
Kol çantanı değil bavulunu taşıyorum,
Ne olur kızma diyorsun ya o zoruma gidiyor.
Uçak geldi götürecekler seni yine
Gözlerim gurbetten dalmaz mı yamalı yollara,
Sevdikçe naz eder hasreti o memleketin...
Böyle mi ölür sor bir; terkedenler yaşıyor mu?
Sen beni neyleyeceksin...
Zalim bir hesabın muhasebesinde kalırsın!
Eğer suçlu ise deli şairin,
Bohçan alıp gitmekle yetinme
Bir daha barışmam diyorsan eğer
Kahredip yârim küsmekle yetinme
Kader de var ise çıkılır dağlar
İlle gideceğim sensiz dediydin,
Boynuna bir beyaz atkı sardıydın.
Yıllar sonra birgün çıkageldiydin;
Demek utancından bakamadın ya!
Falan yerde filan yerde dediler,
Ben ki;
Bu hazin hikayenin vefalı adamı!
Seninle üst üste iki saat bile
muhabbet edememişken
diz dize oturup,
bir gece gözgöze bakışmak için,
Bu gece kendine göz kulak ol!
Çıldırabilirsin...
İyi niyetini sakla gece yarısına,
Sabah ezanında şahit ol!
Öğle namazına müteakip
diyebilir Hoca ardısıra!
Sen bir dünyasın çözülmen zor
Dudağında haplar, saçlarında kar
Yarın ne olacak belli mi doktor
Bini geçti bana verdiğin zarar!
Neyi ikiye bölüyon bir bölü iki
Öyle kısalttılar ki şu uzun yolları,
'Hasret' diye bir duygu, özlenen biri kalmadı...
Vuslatlar hemen ikindiyi bekliyor,
Kavuşamayanların elinde
gecikmiş savunmaları yok anlıyacağın...
El nereye gidiyorsa şehirlerin içinden,
Asma köprülerin geçip üstünden,
Hangi iklime, meyveye, basıp çimeninden köylerin
Koca koca dağlar ezip bilip bilmeden;
Gitmesem de haber salsam ne olur…
Bakma umut var gibi koşturuşuma
Sana çıkan bir yolum yok artık benim.
Ne kadar çabalayıp dursam boşuna
Böyle bitsin son sözüm yok artık benim...
Beni vurduğunu kurşunun bilmesin!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!