Ezberci bir sistemin isyankar çocuğuydum.
Bilim melodisini oyunlarımda duydum.
Kaldırıp parmağımı cevapları aradım.
Tek tutkum merakımdı, öğrenmekti muradım.
Oku, yaz ve ezberle gerisi için erken.
Hayat bana el verdi ümidi kestim derken.
GÖZLERİM
Bakmayın güzele artık gözlerim
Siz bakarsınız, bense özlerim
Bıraktım artık çirkin bakmayı
Güzeli bekler, güzel gözlerim…
ZAMAN
Nehirde bir kalıp sabun gibisin.
Hem akar hem erir bitip gidersin.
Var iken dünyada karun gibisin.
Harcanır, tükenir, yitip gidersin.
Gözlerimde bir sevinç çocukluktan hatıra.
O Kuru yapraklarda kendimi arıyorum.
Dizilmiş yollarıma hayaller sıra sıra.
Attığım her adımda en başa sarıyorum.
Alametinden önce kopan kıyamet gibi.
Özledim
Keklik sesi ile çınlar kayalar
Rüzgar tabiattan kokular çalar
Ruhum gitmek ister aklım oyalar
Canımı acıtan dikenini özledim
Dokunma ellerime bozulmasın eşitlik
Sevda denkleminde bilinmeyensin
Bir kişi bile etmez şahitlik
Ben sendeyim, sen bilmem nerdesin?
Ağaçtan yeşildir şimdi ellerim.
Ey uslanmayı bilmez divane gönül
kendine gelmene kaç hüsran gerek
Gülizarda olmaz aradığın gül
Bir bülbüle döner bazen engerek
Sabır takviminde kalmadı yaprak
Duydum ki meyletmiş gönlün gurbete
Bu şehri bırakıp gitme sevdiğim.
Hadi kızıp gittin bütün millete
İstanbul’u Zindan etme sevdiğim.
Aramam yıllarca görmesem seni.
Aynalar ışığı bulduğu zaman
Gözleri bürür esrarlı duman
Kör olur kulaklar, duymaz o gözler
Aynalar ışığı bulduğu zaman
Aşk denilen şeyde yoktur bir boyut
Kalbim kutup şimdi aklım dönence.
Uzar gurbet yolu inceden ince.
Gösterir yolumu katransız saat.
Yolculuk başlar yol tükenince.
Niyetim yok benim hükümdarlığa.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!