Halil Gürbüz: Hakkında ziyaretçi görüşle ...

Halil Gürbüz
217

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

  • Halil Gürbüz
    Halil Gürbüz 31.10.2010 - 16:56

    evet yalnızca hava da görmüşsünüz yazını ve öyle sanıyorum ki düşürdünüz :)
    ben de artı bir derecelik açıklama daha yapmak mecburiyetinde hissettim kendimi... umarım geniş bakış açınızı bir derece daha genişletebilecektir.. sizin duyarlı biri olmanız güzel fakat bu en başta size zarar veriyor...
    size bunlara üzülmemeniz ve bunları derdetmemeniz için yazdım o satırları.. fakat derdiniz dert işte beni bir kez daha üzdü... sanatın her bölümünde hırsızlık mevcut... ben G.S.F. öğrencisiyim ve tekstil tasarımı da yapıyorum... çok eskiden böyle besteler de yapardım.. :) tasdiklemek zor olduğu kadar birilerinin ürettiğiniz şeyleri fon olarak kullanıp üzerine yeni düzenlemeler yapması çok kolay.. o safyayı bir daha okumanızı tavsiye ederim... eserin korunması açısından demek istediklerim benzer konular... 'eserin sanatçının karakteri ve yaşamıyla ilişkisi vardır... kişinin iç ve dış sesiyle anlamını güçlendirir... eserler öyle kolay çalınmaz, esip gidemez yani kolayca...'((yani biz içten geldiği gibi yazalım,çizelim ve dökelim {{ruh belli bir zihin olgunluğuna eriştiğinde kolay oluyorsa tabi}} de eseri koruyan edindiği beğenisi ve ta kendisi de olabilir)) ' fakat bilemeyiz ki nerde kullanıldığını... çünkü herşeyi de bilemeyiz... - eser kullanılsın! fakat ticari anlamda sahibine yarar getirmeyen bir eserin üzerinden korsanların para kazanmasına ben de karşıyım lakin; marka isimleri dahil, taklit ediliyor bu devirde; düşünün işportacılar gidip bir walt disney kahramanını bastırıp satabiliyor... çocuğunuza hiç almadınız mı sevimli bir kahramanı olan bir t-shirt yada pijama? bence kesinlikle korsana karşı olanların çoğu bunu yaptı... korsan olarak edindiği müzikleri dinledi, çükü buna mecbur olan çoğunluğun içindeyiz... hayat standartlarını türkiye'de de takip edemiyor olabilirsiniz... ekonomik özgürlüğünü, kişisel özgürlüğü gibi kazanmak için savaş veren insanlarla dolu bu ülke insanı aç... ve herşeyi yapabilecek konumda iki ayaklılar da yaşıyor içimizde... ne onları, ne sizleri ne de kendimi savunsam; bu, bütün kötülüklerden koruyabilmeme imkan vermez... nasıl ki siyasi liderlerin bir piyes şeklinde sürdürdüğü iktidar savaşları medya tarafından günümüz sanatı olarak sunuluyor ve günümüz sanatçıları da deşifre yada şifre edilebiliyorsa... insanlar bu haberler ile duygulanıp, umutlanıyorsa... biz zaten boş şeyler tasdikliyoruz... insanlara ekmek verecek, su verecek şeyler tasarlamalıyız... çünkü çoğunun bedeni ruhundan milyon kere fazla aç yada bu saatten sonra klişeleşmiş dünya devletlerinin verdiği yaşam standartlarına göre ruh hiç de acıkamayacak(buna hakkı da kalmayacak) ! aşk iki günlük ve sevgi üç günlükse, dördüncü günde bireysel 'insan-i' duygularımız ile aramıza nifak sokmak için; e-konomi, e-nflasyon, e-devlet, e-sohbet, e- muhtıra, e-beveyn, e-lalem denetimleri ve siyasi e-ylemler araya sokuluyorsa... aşk ile duygu ile şiir yazamazsınız... yani gerçekten özümüzü hissettiren bir vurguyu ortaya koyamazsınız... bu da özünde özünü hissedemeyenlerin alımlayacağı bir 'verim'i' sağlamaz! umarım az çok koruyabilmişimdir düşüncelerimi... eserleri bırakın bir kenarıya, yaşıyor olabilmememizdir birilerinin sanatı..¿