Bir kere olsun kalbini dinle,kuralları bırak dışarı atılırsın
zorla çalıştırılan çocuklarla sokakta kalısın
ya kenarlarda dilenirsin ya da mendil satarsın
akşamın soğuk karanlığında tek başına yatarsın.
bizim karanlığımız ve şehirin gölgesiyle
Kalbimdeki ayazın vurduğu kül bedenimde,
Isıtacak bir el için yüzüyor kara nehirlerde.
Fezayı alazlandıranı arıyor an kafesinde,
Gün ışığının yetmediği kordan düğümlerde.
Sonu olmayan erg boşluğunun içinde,
Her çehrede gözünü arayan lüzum,
İnşaat vurdularını müzik yaptı kulağıma.
Acı bir sanrı parçası oldu bendim,
Güneşi tatmaya kadri yetmeyen soğukta.
Suskunlar sardı her adımı,
Kanlı pençeler misali dili dışarda,
Ateşle bakan gözleri göğsümde,
Akan hayatıma bakıyor,
Boynumdan aşağıya...
Yakıyor bağrımı kızıl irisleri,
Tek bir an'ın bile hatırlamadığı bu dünyada,
Yaşayan bir kuzgun, en derin çukurunda.
Tek kanadından yere zincirli belki ama,
Yaşıyor bir kuzgun, en derin çukurlarda.
Kül kaplı göklerin dışladığı bu sanrılarda.
Kağıt ay dayanamadı rüzgarına,
Yırtıldı, düşürdü melek parçalarını,
Gök patlarmışcasına parladığı anda,
Süzülerek savruldu karanlık sayfaları.
Yol aldılar doğruca sonsuzluğa,
En uzak diyarlardan gelen korkuları sırtlayan
Geceden daha gece kokan kuzgunlar
Her çırptıkları kanatla sarsıyorlar yeryüzünü
Her çırptıkları kanatla karartıyorlar güneşi
Ölüm taşıyorlar ayaklarının altında
En huzurlu köyden en karışık şehirlere
Kül rengi bulutlar sarmış göğüs kafesini,
İzlemiş, tüm Ayı olmayan yalnız geceleri.
Sert rüzgarlarda kaybetmiş bedeninin dizginlerini,
Azgın nehirlerde kulaçlamış görmek için kaybettiğini.
Zirvesiz dağlara tırmanmış bulmak için benliğini,
Uçuruma çıkan yollarda koşmuş yakalamak için istediğini.
Bu lanet ki seni gönderecek
Yedi kat dibine cehennemin
Bu zincirler ki seni bağlayacak
Çıkartmayacak göklerine cennetin
Bu günah ki seni ağlatacak
Kara asfaltta görüyorum kendimi, sarı sokak lambalarının altında.
Ateş yağdıran gri bulutlardan kaçacak delik ararken kayboluyorum siyah yansımamda.
Sonra gökyüzünde görüyorum kendimi, kocaman bir kül okyanusunun ortasında.
Ne basacak bir toprağı var ayaklarımın, ne süzülecek gücü, yapayalnızım orada.
Ardından başka bir diyara götürüyor beni hava, cehennemin sıcağına.
Her yeri kaplamış kum ayazlarının karşısında tek kalkanım bendim, diz çökmüşüm erg boşluğuna.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!