Günah kapısını aradı ise
Haramlara koşup yürüdü ise
Seni bataklığa sürüdü ise
Ayakların bedbaht, adımın bedbaht
Nefsin kırbacıyla düştüysen yola
Ayyıldızlı bayrağın gölgesindeyim
İmanlı gönüllerin sinesindeyim
Dünya hazinesinin saf incisiyim
Adım İstanbul; namım, şereftir şandır
Tarihim, hikayem eşsiz destandır.
Ruhumun devası, şifa kaynağım,
İlaçtır, dermandır bin derde namaz;
Dünya gurbetinde felah durağım,
Koşar imdadıma her yerde namaz.
Nefsimi dizginler rüku’ kancası,
Nefsindeki ömürlük putları mı devirdin
Mescide, medreseye yolunu mu çevirdin
Öksüzü mü güldürdün, yetim mi sevindirdin
Bir gün daha yaşadın, Allah için ne yaptın?
Yaşlılara tesellî, derde derman mı oldun
Mahalle Müslüman, hali ecnebi,
Mumla arar olduk artık edebi,
Habibini gönder tekrar ya Rabbi;
Bu nasıl kulluktur, bu nasıl usûl?
Bize imdat eyle ey yüce Resûl!
Sanma ki musibet kara gecedir,
Teslim ve tevekkül nura gebedir,
İki kulağına iki küpedir:
Sabır ve şükür ki büyük ganimet;
Bu da geçer ya Hû deyip rahat et...
Bil ki insan özeldir; kaş ve gözleri farklı
Esas azalar aynı lâkin yüzleri farklı
Parmaklar, eller aynı; parmak izleri farklı
Bu büyük bir mucize hiç tesadüf olur mu?
Nasıl bir damla sudan insan bedeni olur
Dört kıta yedi iklim hükmüyle şereflendi
Hudutsuz bir vatandı Devlet-i Osmaniye
Yetmiş iki milete oldu reis, efendi
Mahza şeref ve şandı Devlet-i Osmaniye...
Yegane maksadıydı razı etmek Allah'ı
Merhametsiz olanlardan
Menfaatin kullarından
Aciz, fakir insanlardan
Gelir ancak elem, keder;
Dost istersen Allah yeter.
Kırılacak camsın sen Dünya benim değilsin
Fanisin yalansın sen Dünya benim değilsin...
Nerde dostum sevenim Kabre girmez servetim
Tek sermayem kefenim Ben yaşayan cesetim
Dünya benim değilsin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!