DAĞLAR
Poyraz vurup çam dalları sızlarken
Bozbulanık akar sellerin dağlar
Karakışın karı bahar gözlerken
Kapanıp bağlanmış yolların dağlar
DÜNYA HALİ
Mevsimler ömrümü çalıp gittiler
Ne baharlar gördüm insafsız çıktı
Gülerdi yüzüme dostça aynalar
Yıllar şakağımda izler bıraktı
ESKİMEYEN ESKİ
Ala gözlerine kurban olduğum
İçerime bir od düşytü yanıyor
Bakma öyle pervasızca gülmeme
Sol yanımda bir yerlerim kanıyor
ELİF OLMAK YETMİYOR
Ateşi giyinip yağmurda yandık
Üşüyüp yanmalarımız beşinci mevsimden
Bir elma bir incir yaprağı ne ki
içtiğimiz acılar Habil ile Kabil in mirası
Şeytanı taşlar olduysa şeytan
ERVAHI HALİME İRŞAT EYLEME
Ateşi aşkının kızgın dağları
Yaktı şu sinemi bil efendim bil
Hasretin aşılmaz karlı dagları
Ricad ediyorum sal efendim sal
ESKİ MEKTUPLAR
Mektuplar yazardık sırlı sıralı
Biz giderdik yar gelirdi içinde
Kollarımız ayrılığı saralı
Hesaplardık bilmem ayın kaçında…
FAZLA-EKSİK
bu hikayede
yaben fazlayım
ya da sen eksiksin
Sığdıramadık cümlelerimizi
dört mevsime
FİKİR CİHETİNDE ERVAHI HALDE
Fikir cihetinde ervahı halde
Gönül kabesini tavaf eyledim
Zamandan zamana dökuldüp doldum
Bir ummanı zerrem ile boyladım
GECEYE ŞİİR DÜŞTÜ GÖZLERİNDEN
İçimde kanat çırpar bir kuş
Bilmediğim şehirlere...
Kaybolan şiirlerimi almaya geldim yüreğinden
Aldırma solgun gülüşlerime...
İki damla umut bırak gözlerinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!