Ömürlerinin kısalacağına aldırmaksızın
En çok yoksullar sevdi dağları.
Haklıydılar,
Aşağıda kalabalıkta,
Görmedi tanrımız diye,
Bizi
Kaç gün sürer,
Ay ışıklı gecelerde,
Gölgeleriyle dans eden yoksulların mutluluğu.
Sabah olduğunda,
Dudaklarından dökülen lanetlerin,
Sahibi kim.
Ayağımda zincir kolumda kelepçe yok diye,
Sevinçten uçtuğumu sanmayın sakın,
Aya,Venüse,Marsa gitmek dururken,
Evrene çakılı kalmışım.
Kan kokulu bir rüzğara durmuşum,
Kara bulutlar altında ortalık toz duman.
Kalkıp geldik.
Bırakıp tası tarağı.
Geziyoruz yıllardır.
Yedi tepeli şehri,
O düzler sizin bu tepe benim.
Hani zerresine rastlasaydık üzülmezdim.
İri koca bir balık
Değil beklentim.
Her olta atışımda zamanın içine
Yaşamı tutmak isterim.
Ne varki bu kez
Tonajı ağır bir yük var
Sevdalarını arayan bir gurup kişi
Çaldılar kapımı bir akşam üstü.
Dediler kılavuz ol bize
iyi bilirmişsin bu işi.
Kim satmıştı beni kim vermişti adresimi.
Olur dedim olurgötüreyim sizi.
Bazen meraklandım çocukluğumu.
Farklıydın dediler.
Doğumumu görenler.
Eşin içerde kaldı,
Şanstı adı.
Uçmayı öğrenin çocuklar,uçmayı.
Bırakın sağda solda ahkam kesmeyi.
Kıt keseden atıp tutmayı,
göz yaşına boğulmayı.
Satılmakta ada ada
parsel parsel,pafta pafta vatan toprağı.
Kanlı gözyaşı içtin
Sarhoşsun biliyorum.
Mezen yok aranıp durdun.
Üstüne terkostan çekiyorsun,
Neye yarar anladım.
Alkol oranını düşürüyorsun.
Bütün zamanların
Bütün şahısları,
Sen,o,siz,onlar,
Yani benim dışımdakiler,
Hep güldünüz.
Bense ağladım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!