Basit bir günün
avare geçen saatleri,
ıstırapla yoğrulmuş
bedenin acılarını taşıyor
sessiz duruşlarda
yakalanan geceye
Gün ışığına çıkarıyorum
sana dair birikintilerimi
tek tek topluyorum
yüreğimin tüm parçalarını
soyuyorum giysilerimi
üşütüyor çıplaklığın
Ufak bir kız çocuğu
Şaşkın,habersiz her şeyden
Elinden almışlar oyuncağını
Sırtında taşırken kardeşini
Anlamış elinden alınan çocukluğunu
Mutluluk bir insanın eline verilmezmiş,
olgun bir insan tavrı değilmiş bu.
Mutlu olmayan bir insan bir başkasıyla mutlu olmazmış
Mutluysan bir başka insan ortak olurmuş paylaşım noktasında
kaynak kendindeymiş
Mutluluğu salt kendin için istemek bencillikmiş
Yalnızlık ne yaman bir işkence
El aman dedirtiyor başa gelince
Kim dayanabilmiş onun kucağına bakice
Sığınmak isteyen var mı bilmem gönlünce
Düşenler diyor elemli,siyah bir yoldur
Yüreğin uzağımda bazen
Yüreğim acı içinde o zaman
Nemrut misali kor içinde
Öyle bir kor ki her şeyi unuttuğum
Sessizce içime derinlere çekildiğim
Ne bir tebessüm ne bir ses
Sözlerin diken olmuş batmakta
Acıyan yüreğim ağlamakta
Ben zaafıma yenildim her defasında
Gurur kalmadı,mantık kalmadı bu canda
İnsanoğlu hep şikayet eder.
ya yerini beğenmez ya halini,
ya kendini beğenmez ya sevdiğini.
Ömrü şikayetle geçer,
tatminsizdir bir yanı hep,
mutlu olmayı bilmez kendince.
Nerden geldiği bilinmez bir lodos,
savurmaktayken alabora etme
figanlarıyla benliğini.
Kara bulutlar sarmışken gökyüzünü,
ruhun hırçın bir deniz gibi
İlk nefesini çekip bir haykırışla
merhaba der insanoğlu
gözlerini yeni açtığı bu dünyaya
Filizlenir, şekillenir,dallanır budaklanır
kökündeki cevher ile bir asma ağacı gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!