hiç görmedikleri, bilmedikleri ucara memleketlere
sevip-sevemeyeceğini düşünemeden bile
kucak açtılar; farklı seslere, adet ve geleneklere
ağa-aba dediler kendinden çok-çok küçüklere
“buraları sevemedim, gönlüm orada
yanıyorum tuz-biber yarada
deli gönül eremedi eyvah murada
ölüyorum tez yetiş merama”
her sabah gün ışıdığında,
sılaya döndü yüzleri,
evlerini, evdekileri,
döğüşdüğü gardaşlarını öğsedi
burnunda tüttü herbiri,
yumana kadar gözlerini
uyuyunca rüyasında gördü köyünü,
köyünde kendini
'-Yüksek-yüksek tepelere ev kurmasınlar
Arşı-arşı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malim olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim
Anamın bir atı olsa binse de gelse
Bobamın yelkeni olsa aşsa da gelse
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Uçan da kuşlara malim olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim.'
bir acılara hüküm giymişlik,
bir ne yapacağını bilmezlik
bir handikap,
bir ürkeklik
bir boşvermişlik,
bir vazgeçmişlik
bir müebbet
bir idama hüküm giymişlik
çaresizlik,
çaresizlik
çaresizlik
“düyaya gelmek mi suçum-günahım•
sevmek suçsa her cezaya razıyım
idamlıksam gecikmesin infazım
müebbetsem al canımı Allahım”
II
gönül teli dertli dertli iniler
yüreği kalkar,
burnunun direği sızlar
sıkıntılarını unutur,
hasreti depreşir
gözlerinden siğim siğim yaşlar iner
aklına köyü düşer;
“Selanik içinde selam okunur
selamın sedası bre dostlar
cana dokunur
gelin olanlara kına yakılır
aman ölüm, zalım ölüm
üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı,
nazlı yara ver”
Kayıt Tarihi : 11.1.2007 13:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gelin olup doğduğu köyden ayrılanlar da vardı
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!