kına kokulu saçları, belik belik örülü,
etli-canlı dudakları gülpembe
yanakları güllü
gözlerinin akı ak, karası kara, güleç hem de
ela gözlü,
gamzeli, başak benizli, berrak
ay-yüzlü
“dağlar kızı reyhan
alem sana heyran
endamın ezeli
dünyalar güzeli
reyhan reyhan”
ne kızlar gelin oldu, gönüllerden ırağa
ne ağıtlar yakıldı boynu bükük gelin olanlara
kim bilir
kimbilir ne eski sevdalar yenik düştü zamana
sahi neydi sevda
“evlerinin önü zerdali dalı
pencereden gördüm kınalı eli
benim sevdiceğim ireyhan dali
sensiz lokmaları yiyemez oldum”
neydi sevda;
erken açmasını umduğun tomurcuk
dünyaya gelenlerin küçüklüğü, körpeliği
hatta, hayata pırıl pırıl bakan çocuk
ya da
yoldan geçmesini beklediğin bir ayak sesi
“evlerinin önü yoldur
yolun sonu karakoldur
kurban olam sarı gelin
gel testini buradan doldur”
sevda çoğu zaman kavuşamamaktı,
doyamamak
hasrete kanmamak
kavuşmayı arzulamamaktı
“al fadimem bal fadimem
yanakları gül fadimem
uyan uyan sabah oldu
namazını kıl fadimem”
Kayıt Tarihi : 3.9.2007 12:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Halııcı kızlar ki elleri kocaman kocaman gözleri gücünü görürdünüz, kitkit vurduğu zaman
TÜM YORUMLAR (3)