Halepçe Şiiri - Serhat Fidan

Serhat Fidan
401

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Halepçe


Soğuk ve griye çalan toprakta yürüyorum
Yürüyorum bir Zaman
Aydan kopma toz zerreleri
Yüzüne konuyor

Yürüyorum uçsuz bucaksız ovalarda
Kayalıklara rast geliyorum
Kuytu bir yalnızlığa deng geliyorum
Baktım ki Halepçe denen
İnsanlığın insanlığından utandığı bir topraktayım

Yürüyorum bir süre kan sızıyor her yerden
Bir elmanın korkusudur bulanık havada
Pişmiş et korkusudur arşı sızlatan
İnsan diyorsun insan insanlık öldü dediler

Yürüyorum evlerin önünde
küçük çocuklardan kalma
Oyunlar toprağa çizili
Seksek ip atlamaca bilyeler göğü delmekte
Her biri bir ölümün anısı
Her biri bir cinayetten kalma parçalar

Yürüyorum kara toprak üzerinden
Üst üste konmuş cennetten gelme çocukları görüyorum
Her birinin yüzünden tebessüm
Her birinin üzerinden rahmet
Her birinin üzerinden katilinin izleri

Yürüyorum kara toprağın üzerinde
Evlerinin saçaklarından ölümün gömbürtüsü
Gökyüzünde iniyor
Yağmur taneleri
Bedenleri temizlemekte
Gidiyorum bir süre
İnlemeler etrafı sarıyor
Yürekleri sökülmüş bir acının feryadı
Yer ve gök inliyor bu acıya
Yankılanıyor dünyanın dört bir yerinden
Eller uzanmıyor
Mahsumluk eller içinden can veriyor
Sevinç yaşları kuruyor
Tebessümler katlediliyor
Sonra bakıyorumda
bir çocuğun feryadı inletiyor arşı
anne elma kokusu geliyor
Orada bitiyor her şey
Küçük bedenler bir bir düşüyor
Her yer yangın yeri
Her yer acı yeri
Suya koşuyor kimileri
Kimileri toprağa
Yanmaktan kurtulamıyor mahsumiyet

Yürüyemiyorum artık
Dizlerim kırılıyor
Ellerimi açıyorum
Bir bedduanın sözleri yüreğimi sarıyor

Dertler yara tutuyor
Bombalardan kalma is yok oluyor artık
Minik bedenler gelme amber
Zulmün kokusunu yaymakta
Soluklar kesiliyor
Sözler bitiyor
Bir yağlı urganda can veriyor can alanlar
Mizana gidiyor herkes
Mizanda hakkını soracak cennetin çocukları

Serhat Fidan
Kayıt Tarihi : 1.7.2022 00:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serhat Fidan