Miskinin gönlüne girdiğim zaman,
Taptuk kapısında kula dönmüşüm.
Çiğ iken pişerek Yunus misali,
Tanrı’yla söyleşen dile dönmüşüm.
Nesimi’de yanan kor ateş iken,
Abdaldan abdala kalan düş iken,
Pir Sultan’da yarenine eş iken,
Dost elinden gelen güle dönmüşüm.
Karacaoğlan’la Elif yazarken,
Emrah ile diyar diyar gezerken,
Ferhat’ın başını gürzü ezerken,
Mecnunu kavuran çöle dönmüşüm.
Şenlik pir elinden bade içerken,
Sümmani’ye Gülperi’yi seçerken,
Reyhanî’nin kahvesinden geçerken,
Bazen Aral bazen Nil’e dönmüşüm.
Veysel’in sazında toprak döverken,
Köroğlu’yla kıratını severken,
Dadaloğlu Avşarları överken,
Korkut kopuzunda tele dönmüşüm.
Her asırda er kişiyle yaşarken,
Tuğrul ile Kafdağı’nı aşarken,
Vuslati’de cevher olup taşarken,
Gönül gönül halden hale dönmüşüm.
Kayıt Tarihi : 27.9.2014 01:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Öcal](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/09/27/halden-hale-donmusum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!