Ey dost, yine efkârda, yine streste, yine buruksun..
Hâlâ mı, eski defterler arasında dolaşıyorsun..
Eski dert ve kederler eskidi, yeni dertler bizi eskitiyor..
Boş ver artık seni aşan, seni yoran ve seni üzen her şeye..
Bak gör, incele, araştır ve düşün..senin derdin kimin umurunda..
Senin birilerini önemsemen de, başkalarının umurunda değil..
Herkes almış başını gidiyor, sanki bir meçhule doğru..
Sen yine bildiğin doğru yolda yürü, yanlış yola sapma..
O yolun sonunda huzurla, vakit dolunca, veda edersin hayata..
Zaten şunun şurasında ne kaldı ki..yıllar gün gibi geçiyor..
Bunu sen de biliyorsun ama, dert tarlasında dolaşmaya devam ediyorsun..
Yine mi bir önceki günü, her zaman yaptığın gibi dert ettin yoksa..
Ey dost sen, boş vermeyi ne zaman öğreneceksin?
Kuşlar bile huzursuz oldukları ve yem bulamadıkları yerden,
Hemen, bir çırpıda uçup giderler ve başka bir dala konarlar..
Ömründe hiç değilse bir gün olsun, kuşlar gibi uçmayı öğren..
Ve doyasıya yürümenin ve İstanbul’da dolaşmanın zevkini yaşa..
O kadar çok yürü ki, İstanbul’da ayak basmadığın yer kalmasın..
İstanbul güzeldir, en güzel kadından daha güzeldir..
Aşık olduğun kadın kadar güzeldir..
Ve İstanbul yakışıklıdır..belki de senin ve benim gibi..
Harcama kendini..önce kendi kıymetini bil..
Yoksa şu an, bu sözlerden sonra bile, hâlâ efkârda mısın?
Sanmıyorum..hadi gel seninle bir kadeh rakı içelim İstanbul’da..
15.11 2008
Erol GüngörKayıt Tarihi : 17.11.2008 23:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.