Seni saklayan anılara kızdım bu akşam. Hüzün başucumda çöreklenmiş beni ağlatmaya niyetli. Her kapımı çaldığında yüzüne kapatışımın hesabını soruyor bana. Ağlatıp, benden ömürlük intikamını almak için bileyliyor bıçaklarını. Kendi acısını yüreğime konuşlandırmaya and içmiş gibi bakıyor bana.
Sen, tüm bunlardan habersiz, belki de yudumladığın rakının deminde, yeni bir pencere açıyorsun kendine. Ben hala geçmiş ve geleceği ayırmaya çalışıyorum güçsüz ellerimle. Hüzün, ağladığımı görüp sevinmesin diye de, saklıyorum gözyaşlarımı. Senden, ondan ve herkesten gizleniyorum. Bulunmak işime gelmiyor bu kavgaların içinde.
Canımı dişime taktım ve senden kurtulmaya çalışıyorum. Anıların elleri arasında sıkışan ruhumu arşa çıkarmanın yollarını arıyorum. “Git! ” diye çığlıklarımı savuruyorum ıssız gökyüzüne. İki duble rakının son yudumunda bir ses duyar gibi oluyorsun ve kalkıyorsun geleceğe doğru çevirdiğin sandalyenden.
“ Gitmeye hazırlanır gibi bir halin var.”
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta