Hal’larımı sorarsan eğer?
Çürümüş bir yalnızlığın ortasındayım, içimde bir gürültü var ama ben suskunum.
Işıklarla dolu bir şehirde karanlıkta volta atarım. Taşlayacak hırçın dalgalarım yoktur benim.
Gözleri yoksul bakan çocuklar bilirim sadece.
Bir gün tebessüm ederim bir gün hüzünlenirim. Şimdiye umut bağlamadım hiç,
çünkü hep yarınadır.
Hep sonradır...
Kavurucu güneşin altında düşlerim üşür.
Ağır sevmelerim vardır taşıyamadığım.
Sokaklar var ince, duvarlar var kara, uzun uzun yollar da var ama yürüyemediğim.
Silkelersem, heybemdeki hüzünler düşer kaldırımlara, şehrin vitrinleri kana bulanır, tüm sevdalarım yaralıdır.
Yaralarım fail.
Ve ben hep...
imkansızlardayım...
Hal’larım böyledir işte...
Gergin sokaklarda tehlikeli düşler kurarım.
Karanlık hücrelerde yarınlara koşmak isterim. İmgelerim hap almış sersefil..
bedenim öylesine yorgun ki ölüm bile çare değil, çölüm öylesine susamış ki!
Hangi yağmur ?
Hangi nehir dindirebilir...
Hal’larım böyledir işte...
Enkaz altında kalmış bir el gibiyim. uzanırsın ama dokunamazsın.
Sessizliğin kıyısında bir çığlık gibiyim. Duyarsın ama bulamazsın,
Karda açan Berfin gibiyim koklamak istersin ama göremezsin.
Şimdi bir şiir gibiyim dinlersin ama anlayamazsın.
Kayıt Tarihi : 18.6.2025 20:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!