Hâl-i Pür Melâlimiz Şiiri - Mim Mustafa ...

Meş'um bir rüzgâr eser, virân bahçemiz.
Gül ağlar, bülbül ağlar, bağıbân ağlar.
Üstünü çamur örter, altın külçemiz.
Zer ağlar, cevher ağlar, fürûşan ağlar.

Yolumuz üstünde her tarafta diken.
Sanki esbâb bilkülliye ümit-şiken.
Nerede bezm-i safâ, çiçekler rûken?
Han ağlar, hancı ağlar, ins u cân ağlar.

Asırlardır kan revân, mevsim zemheri?
Bir kara cehalet, kaplamış her yeri.
Hani cihânda medeniyet serveri;
Hint ağlar, Arap ağlar, Türkistan ağlar.

Gökten çelik kuşlardan ateşler yağar.
Denizler çoluk çocuk demeden boğar.
Güneş doğuya değil batıya doğar.
Yer ağlar, ummân ağlar, âsumân ağlar.

İmtizâç etmeli, ulûm-u din ve fünûn.
Bilse, Hakkın sünneti, değişmez kanun.
Kurtuba, Rey, Buhara misâli bunun.
Kalp ağlar, akıl ağlar, ârifân ağlar.

Bir zaman Nûr’dan tohumlar attı Hüdâ.
Lütfuyla yeşertti ve yaydı dünyada.
Bahar muştusu şimdi yurdundan cüdâ.
Yâr ağlar, yâran ağlar, tâlibân ağlar.

Her gün bir Hüseyn haberi Kerbela’dan.
Nâle-i Yûsûflardan âr eder zindân.
Ve anayı yavrudan ayıran vicdan.
Göz ağlar, gönül ağlar, dîdebân ağlar.

Yâ İlahi bitsin artık bu devr-i zulüm.
Dirilt ümmeti, nedir bu zelil ölüm.
Damla damla büyür de gözyaşı gölüm.
Eş ağlar, kardeş ağlar, sâyebân ağlar.

Yûnûs, sen göremesen de istikbâli.
Müjdesini vermiş, O Sultân-ı Âlî.
Mevlâm isterse, mümkün kılar muhâli.
Can ağlar, canân ağlar, habîbân ağlar.

Mart 2016

Meş’um: Kötü, uğursuz
Bağıban: Bahçıvan, bağban
Zer: Altın
Füruşan: Uzman, ehil
Bikülliye: Tamamen, bütünüyle
Ümit-şiken: Ümit kırıcı
Bezm-i safa: Eğlence meclisi
Ruken: Güleç yüzlü
İns u can: İnsanlar ve cinler
Server: Baş, lider, rehber
Asuman: Gökler
İmtizaç: Birleşme, uyuşma
Arifan: Bilgeler, arifler
Hüdâ: Allah
Muştu: Müjde
Cüdâ: Ayrı düşmüş, ayrılmış
Taliban: Öğrenciler, talebeler
Nale-i Yûsûf: Hz. Yûsûf’un zindândaki inleyişi
Dîdebân: Gözcü, gözetleyen
Zelil: Alçaltıcı, aşağılayıcı
Sâyebân: Gölgelik, çadır, otak. Mecaz mânâda koruyup gözeten, himâye eden, hâmi
Muhâl: İmkânsız
Habiban: Sevgililer