Altmışiki Nisan ilk perşembesi, Vilâyetim Yozgat, Bozok yayladır, Babam kulağıma; “İlhan’sın! ” demiş, Emekledim düştüm, tay durdum düştüm, Yıllardır düşerim, tepede, düzde, Sonra baktım sâbır her kişi işi, Böylece büyüdüm, serpildim, zaman, Ülkü derler imiş, bir güzel varmış! Ahd edip, bu sevdâ yoluna girdim, Mihnetin, çilesin üstüme saldı, Bıkarım, kaçarım sandı yılmadım, Yıllarca savaştım küfüre karşı, Yiğitlik serdeydi, vermedim ele, Yıllardan seksendi Eylül ayında Beş paşanın beşi karar verdiler, Zorunlu uzletim onbir yıl sürdü, Medrese-i Yûsuf, çilegâh oldu, Dilin sofrasını yaydım oturdum, Gün geldi, çileden elimi yudum, Kurumuş Milletin hayat damarı, Haksızlık görünce, bakıp, susmadım, Fırat’la, Dicle’yle, Seyhan’la aktım, Gâziler, yetimler, mağdurlar arttı, Umutla yolları katedip geçtim, Kalktı ihtilâlin göçe Devesi, Özal Sam Amcadan eli almıştı, Özelleştirmeye durdu Yurdumu, Papatya devrini başlattı Semoş, Köprüler satışta, yollar satışta, Onunla maddeyi bilip taptılar, Çıkardı ekrâna; “Ben giderim ha Gün geldi sandığı ortaya koydu Sandıklar açıldı, oyunu bitti, Sonra çıktı, âsil ATA köşküne, Bush’un adamıydı, ne dese haktı, Asker’e sataşan ilk defa oydu, Bu, köşkte yatarken, Sülo şahlandı, ANAP, Akbulut’la geriye kaldı, Sülo bu işlerin Cinidir bilir, “Vâdıda içtik mi suyu? ” diyerek, Yerini bıraktı, Tansu ÇİLLER’e, Birgün ısmarladı Allah’ı kula, Tansu, Erbakan’la hükümet kurdu, Milli Görüş diye bayrak taşırdı, Olmuşlar, yalanın, dolanın pîri, Ulân! Ne gerici(!) Milletmişiz be! Sonra umut oldu seçim sandığı! Tamam! İşler şimdi girer rayına, Mesut YILMAZ çekti fitne başını, Bir müddet böylece gitti salımız, Samimiydim koştum, hizmet peşine, Hizmet için nice hayalim vardı, Deprem bölgesine vardım hızınan, Yeniden yapıldı yıkılan evler, Yılmaz’la kancayı taktılar bana, Hesâplar MHP hükümet dışı, Hizmetim yarıda kaldı böylece, Meclisin dışında kalmamız takdir, Lâfla imân olmaz, görsünler diye, Şimdi nerde bize; “Ürkek” diyenler? Ey, ahkâm kesenler! Revâ mıdır hiç? Memleket imârlı arsa satılık! Yeter be yeter! Sâbrım taşıyor, Kıbrıs’ta fırıldak döndü es geçtim, OZAN İLO’m yeter, yürek kaldırmaz,
Akşam ezânıyla dünyaya geldim.
O gün ağlamadım Hakk’ın cilvesi,
Ağlanacak günler sonradan bildim!
Kazâm Sarıkaya, şifâ sağladır,
Söylemez Köyümüz, lâl’i söyledir!
Rabbimin izniyle buralı oldum!
Amcam ayırt etmiş; “İlhami” aymış,
Ezân’la, Kâmet’le künyemi komuş;
OZAN İLO mahlas, sonradan aldım!
Yürümeye kalktım, zor durdum düştüm,
Yürürkende düştüm, koşarken düştüm,
Ömrüm düşmekleymiş, bilmeden güldüm!
Üşürüm baharda, yanarım güzde!
Hâşâ! İsyân yoktur dediğim sözde;
Şükür bîçâreyi sâbreder buldum!
Sâbırla hoş imiş çoğunun başı,
Anladım ki, şükür ER kişi aşı;
Beklemedim hemen sofraya daldım!
Delice oynaşır damarlarda kan,
Herkes, saat, kuka, misket oynarken,
Ben gönlümü acip sevdâya saldım!
Sevene, dünyada cefâlı yârmış!
Hakk’a yolmuş amma, ücreti dâr’mış;
Gönül verdim elbet, ben Hakk’a kuldum!
Varımı, yoğumu uğruna verdim,
Her türlü ezâsın, cefâsın derdim;
Hamdolsun boşum yok, lebâleb doldum!
Vakitli, vakitsiz uykumu böldü,
Bendesi Bülbül’düm, o, nazlı Gül’dü;
Her sabah, her seher, dem vurdum, öldüm!
Hizmette bir adım geri kalmadım,
Gönlümü yeise, gâm’a salmadım;
Her şart, her fırsatta yoluna yeldim!
Dilimden düşmeden Çankaya Marşı,
Dolaştım uğruna arş ile ferş’i;
Her mâkam, her telden türküsün çaldım!
Ülkümün üstünde bakmadım Gül’e,
Hakk’ı vird eyledim onunla dile;
Gönlümün pasını aşkıyla sildim!
İdâre değişti, Türk’ün köyünde!
İşkence, zûlümler dağlar boyunda;
Sanki Vatan bölen düşmândım, vel’dim!
Vatana sarılan eli kırdılar,
Doğuştan hâine, puşta kördüler;
Attılar yıllarca zindânda soldum!
Akılları sıra defterim dürdü,
Tutsak olan beden, rûhumsa hürdü;
Madde kabuğunu, mânâyla böldüm!
Sırlar zerre zerre gönüle doldu,
Bu yol Hakk yoluydu, feyizi boldu;
Nazar ettim tene, yekpâre dil’dim!
Adem’den bugüne saydım oturdum,
Hevâyı, benliği soydum oturdum;
Nefsimin hâmlesin aczimle çeldim!
Gezdim Memleketi adım be adım,
Koymadı manzara ağzımda tadım;
Aktı göz pınarım, sayki, ben Nil’dim!
Ne bakımı kalmış, ne de tımarı,
Ömre gâye etmiş; İçki, kumarı;
Bu zelîllik neden? Ben asil döldüm!
Zâlim karşısında, sesim kısmadım,
Gereksiz yerlerde coşup, esmedim;
Yerinde barajlar yıkıcı seldim!
Esir soydaşımın umudu Zap’tım,
Beşbin Kınalı Koç kanımı döktüm;
Koskoca Ummânı sandılar Göldüm!
Çâresizlik acı, yaman bir dertti,
Millete halaskâr bir yiğit şarttı;
Rahmet hasretiyle kavrulan Çöldüm!
Gördüğüm her kula dâvâmı açtım,
Eteğimde tohum her bağa saçtım;
YESEVÎ’den güne uzanan koldum!
Birazda Özal’lar aldı hevesi,
Ön plâna çıktı madde dâvâsı;
Yozlaştı benliğim, özüme eldim!
Cunta’nın iktidar günü dolmuştu,
Zûlm altında Millet harap olmuştu;
Gayrı madde çağlı ANAP’lı İl’dim!
APO’yla kalbinden vurdu Yurdumu,
Eşkiyâ dağlardan sardı Yurdumu;
Her gelen Şehîdle avazım saldım!
Davulcuyu eve kapattı Zeynoş,
Ahâli yoklukta, Özallar pek hoş;
Oturdum, ağlanan hâllere güldüm!
Özal çağ atlattı yalan atışta!
İlk tekme onundur bu kör batışta;
Görmedi kimseler, saçımı yoldum!
Parayı tanıyıp, yoldan saptılar,
Bunların pek çoğu zaten çaptılar;
Saldırdı aç İt’ler, bulamaç, yaldım!
Terör hânenize düşer sabaha
İyisimi sizler oyları bana
Verin! ” der uyutur, yazık, saf dildim!
Referandum için genelge yaydı
Hergün ekrânlarda bıktırdı, baydı;
Çekmedim lâfımı, söyledim, saydım!
Özal’ın terörden tayını bitti,
Sanmayın döktüğü mayını bitti;
Saçtığı zehirle, yaktığı küldüm!
Devam etti burada satış meşkine,
Dur! Demedi kimse, ALLAH aşkına;
Sonra düşününce sebebin bildim!
Ondan daha şahbaz Yurdumda yoktu,
Emsâli yok boyda, eninde tekti;
Kimse; “GIK” demedi, şaşırdım kaldım!
Bu yolu o açtı, izini koydu!
Hâinler bu yoldan temeli oydu;
Yıkım eşiğine böylece geldim!
Kıratına bindi, hemen dehlendi,
Vardı koltuğuna, çok pohpohlandı;
Onada iktidar için bir yoldum!
Sülo, bu boşluktan yolunu buldu,
Varıp sol partiyle hükümet oldu;
Baktım, nerden acip nereye geldim!
Siyâsetin mahir hinidir bilir,
Dün, dündür, gün, onun günüdür bilir;
Çankaya yoluna halısı oldum!
Kemirdi, bitirdi köyü yiyerek,
Hırsıza zırh oldu, kanı sayarak;
Bütçeyi deldiler, yamalık çuldum!
Düştük gülünecek gârip hâllere,
Nasreddin Hoca’yla varıp Göllere;
Bile bile tutmaz mayalar çaldım!
Bir gün Balta vurdu kökünden dile,
Oda, Clinton’la girdi kol kola;
Ondanda epeyce alımım aldım!
Ne hikmet! İkisi yan yana durdu!
Bu Millet saf mıydı, yoksa ki, kördü?
Akıl, sır ermeyen günlerde kaldım!
Hassas konuları(!) bulur, kaşırdı,
Tansu’yu tanıdı, yolu şaşırdı;
Sanmayın, anlayıp, kendime geldim!
Onlar Çoban, bizim hepimiz sürü,
Sürerler yol bitmez, yürü ha yürü;
Gözlerinde; Ussuz davardım, maldım!
Millet değil hazâ illetmişiz be!
Çağ atlayıp, uzayı hâlletmişiz be!
Hırsımdan katıla katıla güldüm!
Milletin başında neydi döndüğü?
Bütün ümitlerin bitip, söndüğü
Demlerde hükümet ortağı oldum!
Herkes alır neyse düşen payına,
Gitmeyiz kimsenin huyu suyuna;
Dedim, yanılmışım, eridim, Kıl’dım!
Eco durdurmadı, Soyka eşini,
Bizimki ha bire sıktı dişini;
Fırsatçı eline; Tef idim, tal’dım!
Muhannete gülünç oldu hâlimiz,
Kırdık elimizle kendi belimiz;
Her mâkamdan öten esrarlı teldim!
Yılmaz’a, sâbrettim Eco eşine,
Saygım Devleteydi, değil yaşına;
Münâfık dillere sermâye oldum!
Lâkin bırakmadı krizler sardı,
Ardından darbeyi depremler vurdu;
Elden ne gelirdi, âciz bir kuldum!
Seyrettim Yurdumu yaşlı gözünen,
Vakit yitirmedim kuru sözünen;
Yaraları bir bir sarıcı eldim!
Beni konuştu tüm dünyada devler,
Yazıldı mucîze üstüne savlar;
Lâkin, azınlığın korkusu Tul’dum!
Dervişle hükümet gelmişti sona,
Eşeği sürdüler yokuştan yana;
Çetindim hâine, bayırdım, beldim!
Böylece Yurdumun çekilir fişi,
Tuttu plânlanan satılmış işi;
Sandığı Milletin önüne saldım!
Hâin, kalkınmayı böldü böylece,
Amerika zevkle güldü böylece;
Takdir! Şol Meclisin dışında kaldım!
Bunda hayır vardır, şüphemiz yoktur,
Hakk’ın her işinde hikmeti çoktur;
Tayyip’i görünce yakînen bildim!
Tayyip’i başlara verdi hediye,
Koştu vardı hemen, Bush efendiye;
Mesajı herkesten evvelce aldım!
Dile dolayanlar, tef’e koyanlar!
Dillerini yuttu sövüp, sayanlar;
Boşalmak isterim, lebâleb doldum!
Câmilere engel, Kiliseye geç!
Bir yıl hapis geldi, başın örtmek suç!
Gâm vurdu döşüme, ciğerim dildim!
Daha var mı bundan büyük kötülük?
Türk’üm diyen suçlu, moda batılık!
Gelenekler elek, ben baktım tüldüm!
Necef’e kâfir’in topu düşüyor!
Müslümân zûlümle, kanla yaşıyor;
“Mü’minler kardeştir! ” Böyle mi bildim? ! !
Bartholemous sövdü, sustum, pas geçtim,
Bush istedi, derhâl verdim ÜS geçtim;
Nasılsa emrine amâde kuldum!
Ne söylesen şartlı refleks aldırmaz!
İnşâllâh hâini RABBİM güldürmez;
Duâsın eyleyip, ALLAH’a saldım! ..
17.08.2004
Kayıt Tarihi : 24.8.2007 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
AYAKTA ALKIŞLANIYORSUN ÜSTAD. SAYGILARIMLA...
TEK KELİMEYLE MUHTEŞEM BİR KLİP.
TEBRİKLER.
SELAM VE DUA İLE.
gönül sazın teli kopmuş
mızrapı boşa sallarsın
ben hangi sözünü öne çıkarayımda
ötekiler olmasa da olur diyeyim gardaş
içim yanıyor içim
kime canım dedim
terkedip gitti
çakılmalı sözlerin bir yerlere de inanmıyor
beslemeler
dilenciliğe don indirip koştular
vatan hayınlarının da
vatandaşıma iş verenin de bir oyu var
bu memlekette
demokrasi ne demek
dilencilerin hırsızların vatanı satanların o.çocuklarının
kanı bozukların
seçme şansının yüksek olduğu topluluk
devam ederiz
iç
memleketin hali ayan beyan olmuş kutlarım saygılarla. zevkle dinledim okudum
Ayrıca içerik mana ve teknik olarakta büyüledi beni saydım tam 66 kıta Yozgat'ın plakası Ozanımda Yozgatlı olduğuna göre Allah vergisi yetenek bu
Ben ayakta alkışladım değerli kardeşimi
selam ve sevgimle
TÜM YORUMLAR (31)