Sabah namazından sonra hiç uyumamıştı. Evi süpürdü sildi.Kümesteki tavuklara yem verdi. yeni yumurtlamıştı sarı kız. Samanların üzerindeki yumurtayı aldı. Daha henüz sıcacıktı. Evin merdivenlerinden ağır ağır çıktı. Elindeki yumurtayı bir cezveye koyup ocağın altını yaktı.Yumurtayı haşladı. Kahvaltıyı hazırladı..Üst kata çıkan merdivenin başından seslendi.
-Bey, kahvaltı hazır hadi kalk artık.
Sonra sedirin üzerine oturdu. camdan uzun uzun bahçeyi seyretti. 7 ay kadar olmuştu oğlu askere gideli. gitmeden bir gün önce eline kocaman bir sırık alıp erik ağacından erik silkelemişti. koca bir leğene doldurup eve getirmişti. Sonra küçük küçük poşetlere bölmüştü. bir çuvala koyup evin önünde oynayan çocuklara dağıtmıştı. eriklerini alan çocukların sevinçlerini görmek yorgunluğuna deymişti doğrusu.
Zehra Ana Ali Bey’in sesiyle düşten uyanırcasına kendine geldi.
- oğlandan haber var mı? daha telefon etmedi mi?
- Hayır bey, henüz aramadı.
Oğullarını askere gönderirken ellerindeki üç beş kuruş parayla bir cep telefonu alıp vermişlerdi. Sık sık oğulları arasın diye
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
İKİ DAMLA GÖZ YAŞI BIRAKTIM HARİKA DİYORUM.VATAN SAĞOLSUN BU VATANA ŞEHİT VEREN ANALARIMIZIN YÜREĞİ ACISI DİNER Mİ BİLMEM AMA VATANIMIZ İÇİN DÖKÜLEN KANLAR HELAL OLSUN.RABBİM ÜLKEMİZİ KORUSUN.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta