Sabah namazından sonra hiç uyumamıştı. Evi süpürdü sildi.Kümesteki tavuklara yem verdi. yeni yumurtlamıştı sarı kız. Samanların üzerindeki yumurtayı aldı. Daha henüz sıcacıktı. Evin merdivenlerinden ağır ağır çıktı. Elindeki yumurtayı bir cezveye koyup ocağın altını yaktı.Yumurtayı haşladı. Kahvaltıyı hazırladı..Üst kata çıkan merdivenin başından seslendi.
-Bey, kahvaltı hazır hadi kalk artık.
Sonra sedirin üzerine oturdu. camdan uzun uzun bahçeyi seyretti. 7 ay kadar olmuştu oğlu askere gideli. gitmeden bir gün önce eline kocaman bir sırık alıp erik ağacından erik silkelemişti. koca bir leğene doldurup eve getirmişti. Sonra küçük küçük poşetlere bölmüştü. bir çuvala koyup evin önünde oynayan çocuklara dağıtmıştı. eriklerini alan çocukların sevinçlerini görmek yorgunluğuna deymişti doğrusu.
Zehra Ana Ali Bey’in sesiyle düşten uyanırcasına kendine geldi.
- oğlandan haber var mı? daha telefon etmedi mi?
- Hayır bey, henüz aramadı.
Oğullarını askere gönderirken ellerindeki üç beş kuruş parayla bir cep telefonu alıp vermişlerdi. Sık sık oğulları arasın diye
Ali Bey:
- Artık sık sık aramıyor kerata. Düşünmüyor mu? bizler burda merak içindeyiz
Zehra Ana başını iki yana sallayarak:
-Bey düşünmez olur mu hiç. Aramıyor mu? ki sanki çocuk. Daha 2 gün oldu arayalı
Ali Bey:
- Neylersin hanım aklım oğlumda özlem var ya şu özlem.Sanki haftalarca aramıyor gibi hissettiriyor insana..
Zehra Ana:
- Arar elbet.
- Çayını doldurayım mı?
-Doldur hanım, doldur
Zehra Ana mutfağa gitti. Ocağı söndürüp çaydanlığı eline alıp tam odaya girmişti ki,
Komidinin üzerinde duran telefon çalmaya başladı.
Zehra Ana:
- Bey elim dolu telefonu sen açıver dedi.
Ali Bey usulca kalktı.
Telefonu açtı.
- Oğlum, yavrum, kuzum nasılsın?
Telefonda Mustafa’nın sesi silah seslerinden zor duyuluyordu.
- Baba, biz çatışmaya katıldık. Şuanda kurşunlar vızır vızır tepemizden geçiyor. yanımdaki arkadaşım vuruldu. Fazla vaktim yok.
Ali Bey bu sözleri duyunca
- Oğlum dikkat et.kendini iyi koru der demez
Zehra Ana koşarak telefonun başına geldi.
Heyecanlı bir şekilde ellerini dizlerine vurarak
- Bey Mustafa’m nerdeymiş? bir şey mi oldu?
-Ver bir kelamda ben edeyim dedi.
Ali Bey:
-Oğul anan merak içinde vereyim de bir sesini duysun dedi.
Mustafa
- Baba hemen ver fazla vaktim yok ama önce bana hakkını helal et. kurşunların içindeyim.
Ali bey eliyle gözlerindeki yaşları sildi:
- Oy kurban oğul helal olsun der demez hemen telefonu Zehra Kadın aldı.
- Oğul o sesler ne?
- Anam dedi Mustafa:
- Kurşun sesleri ana babam hakkını helal etti. sende hakkını helal et.
Daha henüz Zehra Ana tek bir kelime bile edemeden telefonda Mustafa’nın acı haykırışı duyuldu.
- Anam vuruldum.helal.....................
Zehra Ana olduğu yerde donup kalmıştı. Titreyen dudaklarının arasından:
- Helal olsun oğul sözleri döküldü
Mustafa’nın vatanım diye çarpan yüreği annesinin bu son sözlerini duyduktan sonra durmuştu.
Zehra Ana bir müddet hiç kıpırdamadan öylece durdu. Ali Bey karşısına geçip gözlerini eşinin gözlerine dikti. sanki bir şey söyleme biliyorum. Oğlumun şehit oluşunu hissettim der gibi uzun uzun baktı.
Zehra Ana yavaşça son gayretiyle:
-Bey oğlumuzu vatana şehit verdik......hangi başka evlada nasip olmuştur ki anasından babasından helallik alıp kara toprağa yatmak.....dedikten sonra bayıldı.
Bir eliyle bardaktaki suyu diğer eline döküp ayıltmak için hayat arkadaşının yüzüne süren Ali beyin elleri titriyordu.
Ankara/10.05.2006 Hülya Dal
Hülya Dal
Hülya DalKayıt Tarihi : 16.4.2008 10:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hülya Dal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/16/hakkinizi-helal-edin-oyku.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)