Sensiz bir hayatın tümceleri nereden toplanır?
Nasıl döşenir yan yana acısı sensizliğin?
Bilmiyorum baba!
Sesimi kırdılar...
Yıkımlar üst üste geldi.
Sırasını bekleseydi fark eder miydi?
Seni anlamanın kıyısında kelimeler iç içe geçiyor.
Yurduna ulaşmak için baş kaldırsa da sözler,
Bu karanlık mahzende sesim kıpırtısız bir deniz...
Nerede kıyılarına vuran dalgalar?
Nerede köklerim, sarsılmaz inancım?
Yorgunluğum kalın bir yorgan gibi
Hayallerini küçümseyenlerden uzak dur!
Tahammül duvarlarını zorlar onlar.
Adalet terazin kaybeder dengesini
bu çürümüş pencere kenarlarında.
Ne olurdu kalbinde sonsuza kadar kalsaydım?
Soğuk bir esinti ile başladı her şey.
Nöbetlerde sarı hüzünler mor şiirlere teslim oldu.
İki dünya arasında
akılla açıklanmayacak bir bağlantı...
Bu olsa olsa kurulmuş bir tuzak...
Uyku sarhoşluğunda beni yöneten bir bilinçaltı...
Bu nasıl bir zifiri sensizlik?
Ruhumu saran gece bitmiyor.
Sensiz geçen her gün zarardayım.
Ben nedense kime bağlansam elimden kayıp gidiyor.
Gönlümün derme çatma kapısından
içeriye girdiğin günden bu yana çok mutluydum.
Adımın yanına bir dizi rakam iliştirdin
Kaça böldün
kaça katladın, bilmiyorum
Kendimi oyuncu olarak bulduğum o sahne
alkışsız bir trajedi
Neyi kaybettim
Bu hayatta en çok seni sevdim.
En çok sana naz yaptım, sana kırıldım.
En çok seninle tartıştım.
Benden her gidişinde eksildim,
biraz daha savruldum.
Kaç parçaya bölündüğümün
Kanat vuruşlarını unut!
Parolayı da!
Pençeleri kıvrık bir soru işareti…
Gagası açık, karıncasız;
balkon demirindeki serçe ölüsü.
Son bir bakış vardır:
En yokuşlu dönemin başlangıcıdır.
Ömrün yetmez unutmaya.
Güneş son dem yüzünü gösterirken bilirsin;
toprağa düşen çekirdek hiçbir zaman yemiş vermez.
Denizde bırak dalga olmayı düşlemek
Rüzgârla kavgalı
kışa öfkeliydim
Umudu terazisinde tartan bezirgâna inat
aşkı sevgiye dönüştürmedik mi
Kendi içinde sonsuz kez doğup batarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!