Yaşadımı, yaşamadımı bilinmez... Tüm yaşanmışlıklar bir kibrit eczasının çakılmasıyla bittikten sonra...
YILDIZLARIDA GÖTÜR - II
Sol(uğ) umda büyüyen acı.
Sevda tam benlik. Kara sevdalar çekmek istedim hep, deli olmak, çıldırmak istedim. Kara sevda çekmeye sevdalandım bu güne dek. Garip değil mi?
Ben, sevda ile aşkı ayırdım bir birinden. Sevdamı başka yerlere yönelttim kusura bakma. Bilirim seni, şimdi kıskandın. Üzülme, sevdam asla kişiye değil benim. Ben halkımı seviyorum, emeği, ekmeği.... Halkımın içinde sende varsın. Birde, halkıma kardeş halkları seviyorum. Devrimi.......
Seninle ayrıştığımız o kadar çok nokta var ki. Sen safsın, temizsin ve halen dünyayı tek parça düşünüyorsun. Siyasi düşüncende romantiksin. Dünya siyasi olarak kesinlikle tek bir bütün olmayacak. Savaşlar, karşıt görüşler devamlı olacak. Senin düşündüğün gibi olursa eğer ne barışın anlamı kalır, ne mücadelenin. Devrimci mücadelede romantizme yer yoktur. Sen, bu yüzden asla bir savaşçı olamayacaksın, tadına varamayacaksın kavganın.
BEN BİR BAHAR YİTİRDİM
Bir uçurtmanın kuyruğunda bıraktım çocukluğumu,hafızamda siluetleri kalmış yitik bir kentin akşam üstü grisiyle karışık mavisinde asılı halen, o en uzak kentte. Erken gün doğan ve erken batan,baharlara geç kalan, yazlara doyamayanların kentinde. Göz açıp kapadı en güzel mevsimlerin geç kalmış randevularına koşuşturduğu kentte.
Daha çocuktum vaz geçtiğimde çocuk olmaktan, çocukluktan sıyırırken beynimi......
Kızağımı, patenimi ve topumu bıraktım ve mahzun bir kardan çocuk bıraktım bir yerlerinde o kentin. Kendi ellerimle yaptığım yürekten bir kartopu, Erimemişler halen hissediyorum.
*****ANNE*****
“Halen sıcak mı dizin? Türkü tadar mı gülüşlerin yine? Kimlerle konuşursun,duyar mı seni ağabeylerim? Siyatiğin ve sağ böğründeki sancı yine acıtır mı seni? Sahi babam nasıl anne? ”
Çok zaman oldu anne,çok zaman…
Son martı kesip çığlığını kulağımdaki…
'Sizin hiç babanız öldümü?
Benim bir kere öldü...
Yıkadılar,
Susuyorum....
Kuruttuğum tüm kelimeleri toplayıp avuçlarıma,
Silerek her satırını yazdıklarımın....
Unutarak söylediğim her cümleyi,
Vazgeçerek beklediğim tüm cevaplardan,
Susuyorum....
Dört kez kondu turnalar
Üç kez kalkıp gittiler
Toplasan hepsini on beş mevsim...
Taksim’de yanan Sergül ALBAYRAK, Ağrı-Doğubeyazıt’ta bir ilk okulda öğrencilerini kurtarmak için kendilerini ateşe atan Aysun KAYALAR ve Burçin UYSAL öğretmenlerin emek ve mücadelelerine saygım ile...
KADINA POTBORİ
Mavi çocuğun gelmişti…
Soyunmuş ne varsa tüm yüreğindeki...
Elinde bir kök beyaz sardunya…
Ama sen yoktun…
…sustun… bilirsin korkar susmalarından…ürperir bilirsin…üşür …ağlar koca bebeğin…
Bulutlar sardı her yanı
“İsmini bilmiyorum,
Sormadım..
Ben Berfino dedim ona..
Ölümün soğuk yüzüne düşmüş kar tanesi gibiydi..
Susmuştu,
Konuşmuyordu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!