Yalan potasında çırpınır canlar,
Suçluyu suçsuzu ayır hakim bey,
Dosyalar yığılmış yetmez zamanlar
,Elat dosyalara, devir hakim bey...
Bir yana oturmuş kadınlar kızlar,
Tükenmiş umutlar, gülmüyor yüzler,
Hüzünlü yavrular, ağlıyor gözler,
Şu dosyayı geri, çevir hakim bey...
Hakimler yorulmuş, bölünür dörde
Kol gezer Avukat,düşürür derde,
Oturmuş masûmlar, gözleri yerde,
Acı şu masûma, kayır hakim bey...
Vaatlere kanmış, inanmış söze,
Nefret perdesini, indirmiş göze,
Gördüğü zulûmü, anlatır bize,
İnsan değil bunlar, bayır hakim bey...
Muradın gözleri gördü bunları,
Kaybolmuş özünden insan yanları,
Gözü yaşlı gördüm mazlum canları,
Zalimin külünü, savur hakim bey...
01.10.2007 ANKARA
Kayıt Tarihi : 19.10.2007 09:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
27 Eylül 2007 tarihinde,bir sahtekârın tarafımıza isnat ettiği bir dava için Adliyeye, duruşmaya gittim. Bizim dosyanın gelmesi bir hayli uzun sürdü. Zaman olduğu için çevredeki duruşmalara ister istemez şahit oldum. Yanımda bir Avukat, suçlu birine durmadan “Hakime şunları söyleyeceksin”, Suçluda ona diyordu ki; ”Yahu Avukat bey, ben bunları nasıl söyleyeyim.Böyle bir şey olmadı ki”cevabına karşılık olarak Avukat; ” Yahu ne geldiyse senin başına doğruluğundan geldi” diyordu. Bir başka duruşma salonunda boşanma davası vardı. İster istemez izlemeye başladım. Adam eşinden ayrılıyordu, karısının olumsuz ne kadar meziyeti varsa Hakime sayıp döküyordu. Üstelik, iki yetişkin kızlarının önünde. Anne perişan durumdaydı, Böyle bir durumu görüp de etki altında kalmamak ne mümkün! Derken bizim davanın saati gelmişti ve duruşma salonuna girdim. Firmamıza suç isnat eden tarafın mahkemeden çekildiğini ve davanın bizim lehimize karar verildiğini, Hakim anlattı. Türk mahkemelerini böyle insanların boş yere meşgul ettiğini, Hakime beye söyledikten ve saygılarımı sunduktan sonra, kararı elime alarak, duruşma salonundan ayrıldım. İNSANA YATIRIM İşte yukarıda ki; şiirin doğuşunda, Mahkemelerimizin ne kadar yoğun olduğunu ve özellikle mâsum insanlardan rant sağlayan bir çok asalak insanın olduğunu gördüm. . Allahtan ki; yüce adaletimiz çok değerli Hâkimlerimiz tarafından temsil ediliyor.Bu gibi sahtekârlara geçit vermiyorlar ve adalet geç de olsa yerini buluyor. Ama yeterlimi? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticilerinin, derhal insana yatırım yapması lazım. . İnsanların temiz ahlak sahibi olmaları,, yalan yere şahitlik yapmamaları gerektiği inancı zihinlere yerleştirilmeli, toplumsal ve ahlaki değerler öne çıkarılmalıdır. Ahlaklı bir toplum olsaydık, o malum Avukat savunmasını üstlendiği kişiye yalan sözler öğretirmiydi,? Ahlaklı bir aile reisi olsaydık, iki yetişkin çocuğunun karşısında, çocuklarını dünyaya getiren eşini, yerden yere vurabilir miydi.? İşte bunların tamamı, ahlaktan ve insanlıktan yeterince nasıp alamadığımızı göstermektedir. Ahlaklı bir toplum olsaydık, bu gibi haller hiç mahkemelere taşınır mıydı? Her olumsuz konuyu yerinde halledilmez miydik. İnsanlarımız konuşuyor ama, konu kendi çıkarına gelince, ne adalet kalıyor nede insanlık kalıyor. Bu durumların mutlaka düzeltilmesi için devletimiz insana yatırım yapmalıdır. Aksi taktirde bu ve buna benzer konular ileriki yıllarda önü alınamayacak boyutlara varacaktır... 01.10.2007 ANKATRA . Murat DUMAN
Tebrikler, saygılar
Ümran Tokmak
TÜM YORUMLAR (1)