Hakikatler Göreceli Değildir Algı Görecelidir
Günümüze ulaşan efsanelerin ve hakikate dair hikayelerin çoğunun içeriğine müdahale edilmiş. Genel olarak eski zaman egemenlerinin (krallar, diktatörler) süzgecinden geçenler bize ulaşmış! Bazı dönemlerde kütüphaneler yakılmış, fikir adamları imha edilmiş! Yine da kalanlardan çok bilgi çıkar! Abartılar eklenip, işlerine gelmeyen kısımlar eksiltilmiş! Bu bilinir ise değerlendirme daha isabetli yapılır!
Evrende bir işleyiş görülüyor ve bu hakikate bir sahip aranıyor ise bu doğaldır! Yani ortada bir hakikat var ise o hakikate bir izah da geliştirilecektir!
Ben zaten din konusunu "İnanç" ekseninde değerlendiriyorum. Yani kişi nasıl algılar ise öyle inanıyor. Ya da tarihsel süreçte insanlar genel olarak nasıl algılamış, algılatılmış ise! Bu algı, miras olarak gelir! Kimse din ve ideoloji üzerinden kapris yapmaz ise sorun olmaz! Herkes kendi kabulünde özgür olur ve kabulünü diğerlerine zorlamaz ise sorun da kalmaz! Evrensel bir hakikate hangi felsefenin ya da dinin nasıl baktığı konusunda görecelilik elbet olacaktır! En azından bu görecelilik, bireyin algılamasında olacaktır! Çelişkiler de görülecektir! Bütüne dair mutlak kabul istemek de zorlamadır! “Ya hep ya hiç! ” dayatması belki kurnazcadır!
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Gerçekler acı gelir bazı okuyuculara. Ama yazılmalı. Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta