Hakikatler... Şiiri - Halis Tekel

Ocaklar alevlendiğinde, dağlarda mart tüter
Bulutlar ağladığında kainat tir tir titrer,
Yıldızlar mecnuna aşikar, gece abdal gider
Bu bir hakikattır, bundan önce yalandır.

Mehtaplı arşın, aşk mektebinde canı kan durur
Kalbe esen deli yel, aheste aheste yürür
Umutların yok olur, tek umudun sevdan olur.
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalandır

Arasan da bulamazsın derman, aşkın zahına
Kanatlansan, yücelensen, zer nakışlı saraya
Sema da olur aşık, yerde dönersin virana
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalandır.

Ne kadar bülbülü figanı etsen yoktur çare
Ruhuna pare pare dert eyler, zakkumlu hane
Bir sal yanaşır, aşıkları götüren meçhule
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalan

Geceyi siz kaplarda, boynuna sisler dolanır
Başına hezar konar da, gözlerin yağmurlanır
Islanan karanlık teninde, aşka yalnızlıktır
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalandır.

Dönsen dolansan maziye, zakkum düşer payına
Ecel treni yanaşır kapılırsın rayına
Alır seni götür, karanlığın koca sarayına
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalan

El uzatırsa ahbabın, sakın ha verme elin
Ele çare, şule ararken, kaptırırsın kolun
Gel gör ki o zaman, ne sızlar her vakit yüreğin
Ne bülbül devadır aşka, nede kapında gülün
Bu bir gönül hakikatıdır, buna nasihat yalan.

Sevda demişler buna gece ağlamak mecburi
Karanlığı kemirip, tırnakla deşmek mecburi
Yakamoz seyir edip, yıldız dinlemek mecburi
Bir kaleme, bir de kağıda dokunmak mecburi
Bu bir gönül hakikatırdır, buna yalan, yalan

Ferhat Şirin olup, dağları demektir deruni
Mecnun Leyla olup, çöllere düşmektir deruni
Halis Cemile olup, hicran çekmektir deruni
Aşık Veysel olup, amalı görmektir deruni
Bu bir hakikattır, bundan öncesi yalan

Aşıksan canına, ne işler kurşun, hançer, şemşir
Hayat ufak bir gölet, sevdaya kavuşmak demdir
Yek baki kalır aşkın, bil ki bu dünya üç gündür.
Şayet taşınsan bu köyden, diğer köye sevdan gelir
Bu bir hakikattır, bundan sonrası yalandır