Kardeşlerim!
Şiir üzerine konuşmaktan ve fikir üretmekten terk, edebiyatı dışarıdan bitirmeye çalışırken hayatı ıskalamamanın derdiyle konuşan biri gibi konuşmaya çalışacağım. Bu cümlenin neden böyle uzun olduğu ve yazının neden böyle başladığı hususunda en ufak bir fikrim yok. Lakin Yunus şahane bir şair, kendisini tanımayı çok isterdim. El kadar Türkçe ile hemen her şeyi söylemiş. Demek ki dilin zenginliğinden çok, başka bir şeyin zenginliği söze konu. Demek ki, edebiyat üzerine sarf edilen onca lafügüzaf dili söyletenin kaynağına, belki de dili bertaraf edemediği için yaklaşamıyor. Çok acayip başladı yazı, sonunu çok merak ediyorum. İsteyen burada ayrılsın, bazen feci sıkıcı bir adam olabiliyorum. Size bu yazıyı bir acil servis muayene odasından yazıyorum. Az evvel dâhiliyeci bir dostum oturdu karşıma, dedim ki; "Senin bir derdin vardı, ne oldu ona? Uzun süredir görmüyorum bakışlarında". Nasıl ama? Modası geçmiş bir şiir gibi değil mi! Moda, kusursuz bir eskimedir diyor Baudrillard. Allah rahmet eylesin, değişik bir adamdı. Kelimelerini öyle baştan çıkartıcı bir insiyakla örüyordu ki, düşüncenin niteliği söyleyişinin gölgesinde kalıyordu. Söz sükûtu çoğu kez kirleten bir şeydir. İnsan şiir okumaya başlayınca bir yerinden temizlenmeye başlıyor ama. Bu yazıyı dönüp tekrar okuyacağım diye kendimi acayip samimiyetsiz hissediyorum. Ne yani, siz beğenin diye mi yazıyorum bu yazıyı? Bütün diğer yazılar hep başkaları beğensin diye mi yazılıyor? Şimdi yok desek yalan, var desek mübalağa… Hakikatin hatırı diye bir şey var, inanır mısınız bilmem. Ben hakikatin hatırına inanıyorum, edebiyata inanmıyorum artık. Zannediyorum o da bana inanmıyor. Biz birbirimizi karşılıklı olarak kullanıyoruz. Biz birbirimizden fena halde kıllanıyoruz. O bana vesileler kuruyor, ben ona kelimeler… Aramıza bir üçüncü girince, ben oradan kalkıp gidiyorum. Gideyim. Gözlerim durur mu, onlar da benimle kalkıp gidiyorlar. Gitsinler.
Çok yorgun bir adamım Allah'a bin şükür! Dün halı saha maçı yaptım ama hiç halı saha maçı yapmasam da yorgun bir adamım. Dünyaya yorgun biri olarak gelmiş gibiyim. Yorgunluk bir çeşit yakıt, bir büyük sermaye... Keder gibi, Allah vergisi! Biri ölüyor, o zaman daha derinden kavrıyorsunuz onun yaşadığını. Muntazaman bir sürgün psikolojisi içerisindeyim, size de böyle oluyor mu? Geldik, gidiyoruz. Rutini bozan her duygu durumu beni şiire gebe bırakıyor. Fenerbahçe mesela yenildiği zaman acayip öfkeleniyorum gibi şiir yazıyorum ben. Kafamı bozan, beni aşka geçiren, vs... Bazıları şans diye görür bunu, şaşırıyorum. Bütün aynaların arasına bir ayna daha eklemekten ne farkı var şair olmanın? ! Dünyanın bütün imtihanı yetmezmiş gibi bir de yazdığını yükleniyorsun. Ama yazdıran yaz diyor işte, dedim ya, hakikatin hatırı var. Biri gemimize saldırıyor, biri kalbimize, birileri otel yakıyor, birileri köy basıyor, birileri sopalıyor birilerini. Kimsenin rahat durduğu yok, gel de şiir yazma! Bazen, nerden girdim bu işe diyorum. Yahu öyle bedbin bir hal ki, girince çıkamıyorsun da öyle kolay kolay. Sineye falan çekmen gerekiyor şahit olduğunu. Teraziyi iyice kaybetmek gerekiyor şiiri bırakmak için. Nikotin bandı gibi, iki mısra arıyorum şöyle her şeyi izah edecek. Yani ne yapsan dönüp sana cevap verecek iki mısra! Düşünün ki Turgut Uyar, Sezai Karakoç ile Cahit Zarifoğlu’nun omuzlarında! Düşünün ki, kol kola girmiş Mısri Niyazi ile Aziz Mahmut Hudâi. Kaygusuz’u, Fener gol kaçırınca, seyirciler arasında düşünün! Yani, öyle iki mısra…
Ortam kötü, herkes insanlıktan çıkmış. Benim de insanlıktan çıktığım oluyor, herkes çıkar bence. Ama sanki mühimi oraya geri dönmek, gönül almak. Bu vahşi kapitalizm, para-pul işleri, sermaye falan dengemizi allak bullak etmiş durumda. E müsaade ediyoruz da ondan! Diyeceksiniz ki, çok da elimizde! Ağır kaçacak ama evet, ben de cüzi iradeye inanmıyorum. Hatta cüzi olan külli olanın içinde kül olup gitsin istiyorum. Nasıl olacaksa?
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta