’Yalancı bahara aldanıp çicek açar insan.’’
Hakikati aramak, tozlu yolları aşmak,karlı dağlardan geçmek.Dumanlı dağ başlarında yollarını kaybetmek…
Ararken uykuya dalarsın, rüyalar görürsün çeşit çeşit,çıngıraklı rüyalar...Birinin peşine takılıp gidersin ve eli boş dönersin; yorulmuş kırılmış,üzgün.Hakikati aramak, emek ister, çaba ister.Bazen buzlu yollarda kayar düşersin,kalkmaya çalışırsın; bakarsın etrafına kaldıracak kimsecikler yok. Kendin kalkmayı dene , buzlu yollar yolundan alıkoymasın seni. Hakikati bulunca bir gelin sandığı açılır önünde. Kalbin ferahlar,gönlün rahmet deryasında yüzer bir müddet. Gelin sandığının kapanmaması için çaba göster. Hırslar,seraplar önüne taş koymasın. Kaldır engelleri,gönlün gül bahçesine dönsün.Tertemiz ışıl ışıl bir bahar sabahı karşılasın seni.
Ah hakikat! uzak olduğun gibi şah damarı kadar da yakınsın.Gönlüne sor uzak mı yakın mı,o söylesin sana uzaklar nasıl yakın edilir?
Adamın biri,hakikati arıyormuş. Dağ tepe gezmiş; sormuş soruşturmuş, kimse bilmiyor. Tam ümidini kesmişken Güneş’i görmüş:
_ Her yeri aydınlatıyorsun, ne kadar büyüksün; fakat hakikat aynasını göstermiyorsun, demiş. Güneş:
_Yanılıyorsun,etrafına iyi bak,aydınlattığım yerleri iyi gör,hakikat her yerde,demiş.
Adam, ben kör kuyularda mıyım? Onun gördüklerini ben niye görmüyorum,demiş içinden . Güneş’in söylediklerine bir anlam verememiş, aramayı sürdürmüş.Bir süre sonra
yaşlı bir ihtiyarla karşılaşmış ve hakikati nasıl bulacağını sormuş.
Yaşlı adam:
_Şu dağın ardında yedi başlı bir ejderha var,onu yenersen sonrası Allah Kerim, demiş.
Adam, dağa güçlükle tırmanmış ve Yedi Başlı Ejderha ile karşılaşmış.Ejderha dedikleri de ejderha olsa! Sinek kadar ya var ya yok.Önünden geçmek isteyince ejderha bir kükremiş ki sanırsın yer gök sallanıyor. Adam geri çekilmiş ve ejderhaya isteğini sormuş.
Ejderha:
- Bana sekiz koyun getir seni yoluna salayım,demiş.
Fakat, gün geçtikçe koyun sayısı; seksen ,sekiz yüz diyerek artmaya başlamış.Adam bakmış ki olacak gibi değil; ihtiyara gelip,dert yanmış.
İhtiyar:
-Onun istekleri büyüdükçe kendisi de büyür,önüne geçemezsin. Herkesin o dağda bir ejderhası var..Onu yenmek için yemeğini, suyunu kesmelisin, demiş.
Adam, ihtiyarın dediklerini yapmış.Suyu yemeği kesilen ejderha günden güne zayıflamış ve bir kılıç darbesi ile yere serilmiş.
İhtiyara teşekkür eden adam,hakikati bulacağını umarken tekrar gözü görmez olmuş. İhtiyara derdini anlatınca:
_Şu tepeyi aş bir yol arkadaşı ile karşılaşacaksın; o nederse sen tersini yap,demiş ihtiyar.
Yol arkadaşı,ona kötü şeyleri o kadar güzel göstermiş ki,adam düz ovada yolunu şaşırmış.Sonra ihtiyarın dedikleri gelmiş aklına; onun söylediklerini yapınca, uzaktan bir ışık görünmüş.
Işığı gören adam; Yaradan deryasına düşmüş,batmış, çıkmış örselenmiş,tokat yemiş,terbiye olmuş,sersemlemiş.İçi içine sığmaz olmuş.Göz görmez; akıl almaz olmuş. Hakikati bulmanın, bu dünyanın tüm çilelerini, hüzünlerini, acılarını, tebessümle karşılayabilmekle mümkün olacağın fark etmiş.Ayrıca nefis denen o koca canavarın elinden kurtulmak için; onun istekleri yapmak yerine aksini yaparak onu yenebileceğini fark etmiş.
Hakikat,gizli derya,uzak ve yakın Mevlam! Sen her şeye kadirsin. Başımıza gelen her olayla aslında bizlere,çıkarılacak dersler veriyorsun; fakat biz bunun sonradan farkına varabiliyoruz. Bu da bizim insanoğlu olduğumuzu,bizi beşerde şaşarda; düşerde kalkardaya getiriyor. Bizim tüm kusurlarımıza karşı bizi bağışla,bizi hoş gör.Biz henüz okula yeni başlamış bir çocuk gibiyiz,hayatta öğreneceğiniz o kadar çok şeyler var ki…
Bizler birer tomurcuğuz; yalancı bahara aldanıp çicekler açar , etrafımıza gösterişler yaparız.Kimimiz soğukta donar, düşeriz toprağa.Biz henüz acı, koruk bir meyveyiz; olgunlaşamadan dalımızdan kopuyoruz. Olgun meyveler, sulu,hoş kokulu yetişkin insanlar; hakikati görmüş insanlardır ancak.
Dağ, taş hepsi bir şeyler anlatıyor,hakikat yolunda.Dertlerimizi sevebilseydik,arkasındaki geçeği anlayabilirdik.Dertlerimizin bize verdiği paniklerle birer çığırtkan olmuşuz dünyamızda.Kendi sesimizden başkasının sesini duymuyoruz bile.
Yalnız sen varsın yarab! Gerçek sensin,suyun görünen yüzünde dünya,görünmeyen yüzünde sen varsın.Esas dünya,suyun görünmeyen yüzündeki dünya. Renk renk çeşit çeşit bir dünya,zenginlik hazine.
23. 05.2012
Kayırlı
Kayıt Tarihi : 14.7.2012 05:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!