Soru sormak…
En alttan en üste çıkarken;
Kibirlenmeden, erdemle…
Olgunluğa erip, pişmektir…
O an soru:
İnsanlığın içinde köle olmak mı?
Yoksa yaratıcıya kul olmak mı?
Köle ve kul…
Yaratılışının anlamını bilmeden;
Kul olamazsın…
Olsan, olsan köle olursun…
Kıyamet ne zaman kopacak?
Sence soru bu mu?
Evet ise; sen hala kölesin…
Hayır ise; soru:
Manasına götürmeli insanı,
Kıyamete kadar sen ne yapacaksın?
İşte o zaman kulluğun hakikatine varırsın…
Özgürlüğünü ilan edersin…
Bütün insanlığa karşı;
En son Mehdi gelecek, insanlığı kurtaracak mı?
Bu ne kolaya kaçış,
İşi başkasına havale ediş,
Kendini kotarma hevesi,
İnadına köle olma hevesi…
Kul ise;
Mehdi`yi beklemek mi?
Yoksa Rabbine kul olarak yönelmek mi?
İşte soru sormak…
Zor sanat vesselam…
Rabbinden sana bir lütuftur.
Hiçbir canlıya vermedi.
Kendi kendini yönetme hakkını,
İnsani kâmil ol diye bekledi…
Kapıda sensin, anahtarda…
Ruh da sende, nefiste…
Toprakta sende, canda sende…
Cennette, cehennemde,
Aklına ne gelirse…
Soru sormak mı zor?
Cevap vermek mi?
Kayıt Tarihi : 20.3.2015 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!