Gönül şehrine girene selâm olsun,
Yol bir, sürek bin bir… Hak’ka erene!
Bu çağın karanlığında mum yakan,
Eline-diline-beline erenlere…
Dünya döndü döne, insan unuttu sırr-ı Ali’yi,
Kalbini kilitledi nefret duvarlarına.
“Mine’l-Aşk” diyen diller sustu,
Kırklar Meydanı’nda kaldı hasret semahı…
Ekranlarda kayboldu gözler, muhabbet söndü,
Hak-Muhammed-Ali diyen canlar azaldı.
Tevella gülü soldu, teberra dikeni çoğaldı,
Yol kardeşliği rant uğruna parçalandı!
Meyhanesi bol, içenler harâmî şimdi,
Mürşid-i Kâmil arar olduk viranede.
Teslim Taşı yerine taşıdık egoyu,
Dar’a duran değil, dar kesen günde…
Ey Can! Bu zulmet çağında Çerağ uyandır,
On İki İmam nûruyla yıkansın gönüller.
Pîr Sultan gibi dara çekilsen de,
Hızır sabrı kuşan, Şah-ı Merdan yürekli ol!
Dâr’dan indirme yiğidi, gıybet etme dile,
Musahipsiz yola düşen, yolda kalmaz mı?
Kırk kapıdan geçip öze varana dek,
İnsan-ı Kâmil olmak en ulu seferdir!
Gel ey derviş! Cem olalım gönül evinde,
Bülbül olup gül bahçesinde inleyelim.
Hünkâr Hacı Bektaş aşkıyla yeniden,
İncinsen de incitme sırrınca yaşayalım!
Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 9.8.2025 10:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!